* "Maç Öncesi"nde 'İçimde garip bir his var... Kocaeli kazanacak' demiştim. onbir+bir'e güvenenler gene yanılmadı...
* "Körfezim bak işte, Hodri Meydan her zamanki yerinde....."
*Evsahibi takımdan girelim konuya.
* Kocaelispor'un tarihinde yeni bir sayfa açılıyor. İç sahadaki uzun bir süreliğine son 2. Lig maçıydı. Genel olarak daha önce izlediğim Çorum ve Şanlıurfa maçlarının aksine bilhassa ikinci devrede gerçek bir "takım" gibiydiler. Paslaşma, kademeye girme, birbirini takip etme, açığını kapatma... Üçüncü Lig için ümit vaad ettiler ama tabii ki takviyesiz o ligde tutunmaları imkansız.
* Yine de, bu yaştaki çocuklar için (90'dan başla, 94'e kadar in kuşak olarak) 3. Lig'e en iyi staj bu sene oynadıkları maçlar olmuştur. Hani, tutunulacaksa o ligde; bu seneki -100 averaj sayesinde tutunulacak.
* Kocaeli kalecisi Samet Han iyi ama boy olarak dezavantajlı. Refleksleri sağlam, zıplayışı da keza. Zaten Pendikspor ile anlaşmış diye kulağımıza su kaçtı, kısmet.
* Kocaeli defansında Koray Göksu tek başına maç kazandırdı diyebilirim. Hele fark bire inmişken son dakikalarda dört topu da tek başına çelişi muazzamdı. Koray dışındaki defans oyuncuları da yerinde müdahalelerle golleri engellediler.
* Doğan Karakuş... 1993 doğumlu forvet oyuncusu, ilk yarıda etkisizdi ancak ikinci yarının hemen başında birbirinin kopyası iki gole ek olarak bir de yirmi metreden topu doksana diktiği golünü bizlere lütfetti. Attığı ilk iki golünde, topla uzun alan kat edip duvar pası yaparak kaleciyle karşı karşıya kalıp rahatça topu ağlara göndermişti. Bu sezon 15. golüne ulaştı. (Daha önce Bugsaş'a da hattrick yapmış) İyi bir forvet olduğu su götürmez bir gerçek lakin, başta dediğimi tekrarlayayım; takviye olmazsa Kocaelispor tarihe karışır. Bir de, 3. Lig'de tek forvetle çıkanı affetmezler.
* Gollerle girelim konuk ekibe.
* Maçın hemen başında göstere göstere bir gol attılar: Sol çizgiden içeri top ortalandı, Serhat Gülşen bomboş pozisyonda kafayı yapıştırdı.
* İlk yarı pek bir atraksiyona giremediler. Çok faullü ve ortamı geren bir tarz benimsemişlerdi. Dürüst olayım, play off hattına kadar nasıl çıkmış olduklarını anlamadım.
* İkinci yarıda ilk dört dakikada üç gol yiyince haliyle dağıldılar. 3-1'den sonra skoru değiştirebilecek hamleler yapamadıkları gibi, az daha dördü ve beşi de yiyorlardı. Yasin Şahan yan hakeme aşırı muhalefetlikten -bir de tam göremedim ama fiziksel bir şey yaptı sanırım- kırmızıyı görünce hepten Tepecik su koyverdi.
* 2006'da Kocaeli forması giymiş olan Ersin Güreler'in hırsı göz doldurdu. İlk yarıda da ikinci yarıda da sahada ayak basmadık yer bırakmayan Ersin, 90. dakikada attığı golle bunun mükafatını aldıysa da puan veya puanlar olarak takıma dönmedi oyunu.
* Tepecik'in topsuz alanda attığı dirseklere ben tribünde utandım. Pek çoğu kendi kardeşi yaşındaki, hatta kardeş bile olmaz o kadar küçük, meslektaşlarına o kadar ciddi ciddi fauller yaptılar ki...
* Tepecik'i fiziken beğendim. Uzun boylu oyuncuları aynı zamanda boylarının ve kalıplarının da hakkını veriyordu. Ancak takım olma olgusunu pek sağlayamamışlar gibi geldi. "Play off gelmiş, neyime!" dercesine oynuyorlardı.
* Hakem kararlarında standardı tutturamadı gibi gözüktü tribünden. Zaman zaman faulleri süzemedi, kararları geç verdi, yere düşen oyuncu bağırdığı an düdüğü çaldığı oldu. Biraz korktu gibi. Oyunu yönetmekten, düdüğe üflemekten... Tepecik son yirmi dakika işi ciddiye sarıp hakemin üstüne oynasa maç tamamlanamayabilirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sizin de söyleyeceğiniz şeyler var ise, eklemekten çekinmeyin lütfen...