6 Ağustos 2011 Cumartesi

Sergio Batista - FourFourTwo UK

http://images.teamtalk.com/08/08/800x600/Sergio-Batista_1123961.jpg

Tevez Yıllar Önceki Gibi Değil

Arjantin’de yeni teknik direktör ve eski Dünya Kupası sahibi Sergio Batista’nın gelişiyle başlayan Albiceleste devriminde ateş hattında olan tek kişi Carlitos değil şüphesiz.

- * Copa America’da ev sahibi olmak uçsuz bucaksız gibi görünen bir basınç etkisi yapıyordur. Arjantin elenirse ne olur?

Hiçbir şey. Copa America’yı kazanmak olay, fakat “olay” değil. Asıl belirleyici; Brezilya’da Dünya Kupası’nı kazanmaktır. Eğer bu turnuvayı kazanır da Dünya Kupası’nı kazanamazsak her şey beyhude olur. Bizim yapmamız gereken 2014 için kadroyu hazırlamak. Bu doğrultuda Copa America’yı kazanırsak İspanya’nın Euro 2008’i kazanması gibi bir etki yaratırız. Fakat turnuvayı kazanmak işin önceliğinde değil.

- * Diego Maradona’dan sonra gelmenizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Enerjimi değmeyecek şeyler için harcamıyorum. Japonya’da oynamak bana sabırlı olmayı, çok düşünmeyi ve az konuşmayı öğretti. İnsanların desteklemediğim kararlarına saygı duyarım fakat saygısızlığı onaylamam.

- * Barcelona’nın kopyası olduğunuza dair eleştiriler var…

Barcelona’nın oyununa bayılıyorum ama ben bir kopyacı değilim. Tekniğin her şeyden daha önemli olduğu eski güzel günlerden kalma Arjantin geleneksel stiline hayranım. Daima 4-3-3 oynadık ve üç orta saha oyuncumuz da harikaydı. Benim takımıma adapte etmek istediğim bazı prensipler var: Top hakimiyeti, pas isabeti, oyun kontrolü…

- * Yani, her zaman 4-3-3’ü mü tercih edeceksiniz?

Evet, kesinlikle, oyun içinde değişse de... Zira defansı değiştirerek 4-1-4-1’i elde edebilirsiniz. İstediğimiz özellikteki oyunculara sahip olmamız kolay değil, ki bu taktiğin kilit oyuncular orta saha oyuncularıdır. [Ever] Banega, [Fernando] Gago, [Esteban] Cambiasso var fakat bu tarz daha fazla oyuncumuz yok. Rakip sahaya varmamız 20 saniyeden fazla sürüyorsa endişe etmem. İstediğim şey güvenli pozisyonda yedi veya sekiz kesintisiz pas yapmak…

- * Uzun süredir Messi’nin mevkisi tartışılıyor. Forvet mi?

Bana kalırsa, dokuz numara mevkisinde. Guardiola ile Barcelona’dayken konuştum ve onun bu sezon Messi’den isteğine hak verdim: Daha fazla topla buluşması! Mevki anlamında özgür ve istediği boşluğa sahip fakat o benim merkezi forvetim.

- * Carlos Tevez ne durumda? Milli takım dışında oluşu iyi mi?

Kimse dışarıda değil. Ben diğer oyuncularımın zamanı olduğuna inanıyorum. Gelecekte daha fazla müsabakamız ve Dünya Kupası elemelerimiz olacak. Beklemeli.

- * Tevez’in Boca’daki oyununu sevdiğinizi söylüyordunuz. Şimdiki Tevez’i sevmiyor musunuz?

Yıllar önceki iki defans oyuncusunun arasından dribling geçip gol atmayı başaran veya başka birisinin skoru değiştirmesini sağlayacak inanılmaz asistler yapan Tevez’i seviyordum. Şimdiyse koşmak ve çalım atmaktan başka şeyler yapan bir oyuncuya dönüştü ve muhtemelen kendi stilinin nasıl olduğunu unuttu. Arjantin taraftarlarının sonrasında top kaybedilse de koşup çalım atmaya odaklı oyunu alkışlamasını yanlış buluyorum. Düşündüğümüzden daha çok koşmalıyız. Öbür türlü, bizi riske atacak şeyleri değiştirmek zorundayız.

- * Risk nedir tam olarak?

Arjantin’deki ligi izlediniz mi? Tüm maçlarda benzer riskler vardı: Meydan muharebesi, az fikir, fazla hata. Kimse fark yaratmayı denemiyor. Oyuncularıma baktığımda farklılıklara sahip olduklarını görebiliyorum: Messi, Di Maria, Higuain, Banega, Pastore… Bunlar da bitince ne yapacağımızı düşünmek zor. Bu topraklardan genç ve teknik oyuncuların az, çok az yetiştiğini görebilirsiniz U20 ve U17’lere dikkat ederseniz…

- * Onlar oynamaktan çok koşmaya mı odaklılar?

Evet, kesinlikle! 10 yaşındakilere taktikler mi öğretiliyor? Dizilim? Vücut geliştirme? Yapma… Onlar olabilecek her şekilde top kontrolü ve dağıtımı öğrenmek zorunda. Xavi veya Iniesta bulamadığımızın sebebi de budur. Onlar yaklaşık 10 yaşından beri oynuyorlar. Otuz yıl önce benzer çok oyuncumuz vardı – Bochini, Bertoni, Lopez, Brindisi, Babington – fakat bugün farklı bir durumdayız. Barcelona örneğinin neden önemli olduğunun sebebi budur. Aynı futbolu haftalar boyunca oynayıp kazanmanın mümkün olduğunu gösteriyorlar. Tüm defansif düzenlemelere karşı mücadele ettiler ve daima kazandılar.

- * Üç yıl içinde şimdiki felsefeyi değiştirmeyi düşünüyor musunuz?

Deniyorum, başkalarını değiştirmek için çabalıyorum. Kulüp okulları bu sonuç nedeniyle yargılanamaz fakat onlar aynı tarz oyuncuları yarattılar. Bazı menajerler tanıyorum, “Gelecek Pazar kazanamazsak bırakacağım!” diyen ve bunlar 14 yaşı grubunun menajerleri! Şimdi değişim zamanı. Belki ihtiyaçları olan gerçek bir örnektir, milli takımın bu doğrultuda bir ayna olacağına inanıyorum. Eğer bunu yapabilirsek insanlar “İyi oynamak ve kazanmak mümkünmüş…” diyebilir.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Ali Kuçik Gençler Büyük

http://galeri.uludagsozluk.com/10/ali-ku%C3%A7ik_89657.jpg

Türk futbolcularının kendilerini bir halt sanması olayının en güzel örneği oldu Ali Kuçik.

1991 doğumlu Ali Kuçik, Beşiktaş alt yapısının Batuhan'dan sonra ülke futboluna hediye ettiği en egoist, en boş futbolculardan birisi gibi görünüyor. Bu sezon oynadığı Bucaspor küme düşerken, Ali takas yoluyla Gençler'e yollanıldı.

Buca'yla küme düşmeyi sorun yapmayan Ali'ye bu durum biraz koymuş olacak ki, "Ben Gençler'e gitmem!" diye diretti ve hatta aldığımız haberlere göre de gitmedi. İdmanlara çıkmadı, kulübe uğramadı.

Galatasaray-Liverpool maçından sonra Kenny Dalgish'in "Kaç numaraydı?" diye sorduğu Arda Turan en azından kendisini bir halt sanmasına yetecek kadar oynadı üç yıl önce. Ya sen Ali, sen kaç numarayı giyiyorsun, bilen var mı?