* İki takım da maç başında gözüme sempatik geldi. Bir taraf (Beylerbeyi) 1-11 numara dizilişi ve isimsiz, reklamsız, düz beyaz formayla sahaya çıkarken diğer tarafın kaptanı 67 numaraydı. 18 yıl yaşadığım Zonguldak'a haliyle bi' sempatim yok değil...
* Maç öncesi yaşlıca bir beyefendiyle sohbet ettik. İç sahada hiçbir Beylerbeyi maçını kaçırmadığını anlatarak söze girdi. Muhabbet 1948'de Beykoz'a, 1946'da Emniyet Gücü'ne kaybedilen terfi maçlarına kadar geldi. (Yılları yanlış anımsıyor olabilme ihtimalim çok yüksek tabii) Ve, Beylerbeyi'nin Türkiye'nin ilk kurulmuş "futbol kulübü" olduğunu öğrendim. 1903 kuruluşlu. Ama, yaşlı amcanın da üzüntüsü, lisans aldığı tarihi ambleme koyuyor. 1911.
* Çok kaçıran yenildi. Galibiyeti hak eden taraf, yok gibiydi. Beylerbeyi çok atak yaptı evet, ancak Samet Önger; bir defans oyuncusu olmakla birlikte sık sık yaptığı bindirmeler ve kornerlerde vurduğu kafa toplarıyla saç baş yoldurdu. Hele 1-0 geri düştükten sonra kale dibinde önünde bulduğu topu havaya dikmesi... Kulakları iyi çınlamıştır.
* Darıca'da Yusuf Atay bireysel çabalarıyla fark yaratmaya çalıştıysa da ikinci devre çok yorgun düştü.
* Darıca için genel bir değerlendirme yapacak olursak: Bir puana razı görüntüsüne mukabil, ikinci devre yaptığı tek atakta bulduğu büyük ikramiye golüyle üç puan alıp döndüler. Maç boyunca başta kalecileri Ersin Aydın olmak üzere (hatta en çok Ersin olmak üzere) sadece ama sadece zaman geçirmeye yönelik bir taktik uyguladılar.
* Beylerbeyi bugün çok silikti. Maç sonrası blogumu takip ettiğini söyleyen Beylerbeyi'nin mimar bir hanım taraftarıyla kısa kritik yapma şansım oldu ve emin oldum. Son dönemlerdeki en kötü futbolu oynamışlar (Tribüne hakim genel görüş de maç sırasında böyleydi)
* İlk devre 10 numara Hakkı İsmet Şimşek ve forvet Eren Hoş aşırı etkisizdi. Darıca zaten atak yapmıyordu ama emin olun, Darıca'nın defanslarını "milli yaptılar". Defans demişken, Beylerbeyi'nde Orkun Dervişler defansta arkadaşlarının (Kaptan Ulaş Ali Çelik ve Samet Önger) hatalarını ustaca kapattı. Yine de puanı kurtaramadı...
* İkinci devre oyuna giren Vedat Karadağ orta sahayı biraz toparladı; İsmet Şimşek'in forvete alınması (ilk devre daha çok forvet arkası ve sol kanat oynuyordu) pozisyonları da arttırdı. Bu süreçte Samet Eker'in kanat bindirmeleri ve etkili ortaları çok ciddi tehlikeler yarattıysa da golü bulan Darıca oluyordu...
* Gol şöyle oldu: Peş peşe altı-yedi etkili atak yapan Beylerbeyi iyice rehavete uğrayıp defans ağırlığını pas geçti. Darıca Gençlerbirliği üçe iki yakaladığı pozisyonda ilk şutta kaleci Akın Alkan'a takıldıysa da ikinci vuruşta Mehmet Gürkan Öztürk golü buluyordu...
* Golden sonra bir de Hakan Duran'ın 25-30 metreden mükemmel bir şutu vardı ki; Akın Alkan çok iyi çıkardı topu. Akın maç boyunca kalesinde güven verdi. İlk devrede zaman zaman iyi gelen Darıca ataklarında kaleye duvar ördü; ki ikinci devre biraz da bu yüzden defansı boşverebildi Beylerbeyi...
* Hakemler felaketti. Hele yan hakem! Rahat dört pozisyonda boş yere ofsayt bayrağı kaldırdı. Maçın durduğu bir anda taraftarla münakaşaya giren bir yan hakem düşünün. O kadar kötüydü işte. Orta hakem iki Beylerbeyi penaltısını yedi. Ve kararları çok dengesizceydi. Ne diyelim, Üçüncü Lig'i hakem deneme tahtası yapanlar utansın.
* Bu sonuçla, aralarında maç öncesi üç takım olan taraflarda külahlar değişti: Darıca Gençlerbirliği, Beylerbeyi'nin sıralamada üstüne çıktı. Nasıl lig bu?
-el cevap: On numara lig!-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sizin de söyleyeceğiniz şeyler var ise, eklemekten çekinmeyin lütfen...