Bir ay kadar önce hakemlerle perdeyi açtığımız "Devlet Eliyle Şike Dosyası"nda şimdilik ikinci perdeye geçiyoruz...
BÖLÜM 1.2 - APAR TOPAR DAĞILAN KADRO
O gün, 13 Mayıs 2001'de, Altay karşısındaki 3-1'lik "tarihi zafer"de sahada olan Murat Şahin ve Murat Özatak bir sonraki sene Adanaspor'a transfer olur. Adanaspor o sene Süper Lig'den düşmüştür... Onların gittiği 2002-2003 sezonunda ise o dönemki adıyla 1. Lig'i üçüncü sırada bitirerek tekrar Süper Lig'e çıkar. Yani Murat Şahin ve adaşı Murat Özatak iki senede iki kez Süper Lig yolcusu olmuştur.
Bu ikilinin Adana kariyerlerine dair ilginç bir ayrıntıyı da paylaşalım: Bir önceki sene Diyarbakır formasıyla kendilerini Türkiye Kupası'ndan eleyen İstanbulspor'u; Adanaspor çatısı altındayken elemeyi başarırlar. Bir nevi rövanş...
Daha sonradan Murat Özatak'ın Beypazarı Şekerspor ile (2005-2006 sezonu) bir şampiyonluk daha tadacağını belirtelim.
Diyarbakır formalı Halit Köprülü'nün, sonradan gideceği Gaziantep'te Süper Lig 5.'liği, Ankaraspor'da da Süper Lig 7.'liği olduğunu; iki takım arasında da Elazığspor'la küme düşeceğini söyleyelim. Ve ne tesadüftür ki Halit Köprülü'nün yolu da Adanaspor'a çıkacaktır: Önce 2007-2008 sezoununda, sonra da kariyerinin son imzasını attığı 2010-2011'de oynar Adanaspor'da. (Bu oyuncunun 2007-2008'de şampiyonluk tattığını aktaralım)
Bir diğer Adana yolcusu ise Alparslan Kartal! Mevzubahis maçta Diyarbakır defans hattında oynayan Alparslan, hala futbolun içinde. 2002-2003 sezonunda Adanaspor forması giyen defans oyuncusu, sonradan 2006-2007'de formasını ıslattığı Kasımpaşa ile Süper Lig'e çıkış biletini play off finalinde Altay'ı penaltılarla yenerek alacaktır. Hatta bu oyuncunun o maçta doksanıncı dakikada attığı golle Paşa'yı uzatmalara taşıdığını da belirtelim. İşin ironik tarafı, play off ilk maçında yendikleri takımın Diyarbakır olması...
Alparslan Kartal geçtiğimiz yıl Samsun'la Bank Asya 1. Lig'den Süper Lig'e çıkarken bu yıl tekrar Kasımpaşa'ya döndü ve Süper Lig'e doğru ilerliyor...
Diyarbakırspor formalı Aykut Canik'in, bir sonraki sezon Aydınspor'a; ondan sonra da doğduğu yere yani Ordu'ya, Orduspor'a, gittiğini ve 2004'te futbolu bıraktığını not düşelim...
Benzeri bir şekilde Engin Özdemir de Gençlerbirliği ve Antalyaspor formaları giydikten sonra 2003'te futbolu bırakıyor.
Aykut ile benzer şekilde doğduğu yere dönüp futbolu bırakan bir diğer isimse Şenol Demir. Zonguldaklı futbolcu önce Erzurum'da oynuyor, küme düşüyor. Zonguldakspor'a gidiyor ve orada da küme düştükten sonra kariyerine 2006 yılında Zonguldak Belediyespor formasıyla son veriyor...
Altay maçında gol perdesini açan Kemalettin Şentürk ise Antalyaspor, Kahramanmaraş, Osmaniye, Kütahya, M.Kemalpaşaspor ve Kırıkkale formaları giydikten sonra futbolu bırakıyor. Şu an Erciyes'te teknik direktörlük yapıyor...
Altay maçındaki gol perdesini (ev sahibi ekip adına) 27. dakikada kapatan Hasan Çelik ise Karşıyaka'ya gidip, 2004 yılında futbolu bırakıyor... Ancak, bırakmadan önceki sezon 2002-2003'te Karşıyaka ile şampiyonluk tadıyor.
Armağan Yapıcı, Mersin İdman Yurdu macerası sonrası gittiği Ankaraspor'la Süper Lig'e yükselir; Tarsus ve Kahramanmaraş ile iki sene üst üste 2. Lig B'den 2. Lig A'ya atlar; Siirt forması altında futbolu bırakır.
Siirt demişken, 2002-2003'te bu takıma transfer olan Hakikat Yıldırım, zar zor kümede kaldığı sezonun akabinde İBB'ye transfer olur ve gene kötü sezonlar geçirir. Ancak her kötü geçen sezonu sonrası daha üst sıradaki bir takıma transfer olma geleneğini bozmaz ve sırasıyla Antalya ve Elazığ'da oynar. Vasat geçen kariyerinde 2. Lig ve Bank Asya 1. Lig arasında gidip gelirken son olarak Diyarbakır BŞB'de futbola nokta koyar, yıl 2010. Bu takımdan önceki durağı ise, Altay galibiyetinde formasını giydiği Diyarbakırspor olacaktır. Ve tesadüf bu ya, o sezon gene Diyarbakır ile Süper Lig'e yükselir Hakikat...
Bir diğer dibe vuran isimse yedek kaleci Erdal Elgörmüş olur. Hatay, Adana Demirspor, Türk Telekom, Mardin, Siirt, (tekrardan) Adana Demirspor ve Diyarbakır Kayapınar ile sonlanan kariyerindeki tek başarısı ikinci Adana Demir macerasında peş peşe iki yıl yükselme grubunda üçüncü olmak olacaktır.
2005 yılında profesyonel kariyerine son veren Hüseyin Yenikan ise Diyarbakır'dan sonraki adresi Elazığ ile de Süper Lig'e yükselir ve Süper Lig'de oynar. İki yıldan sonra Dardanel'e geçer, 2004-2005'te Kahramanmaraş ile küme düşme macerasından sonra futbolu bırakır.
Altay maçında yedekten giren ilk isim Sinan Közen, 2003-2004'te Ankaraspor'la (Armağan Yapıcı ile birlikte) Süper Lig'e yükselecektir, ancak bu başarıyı bir daha tekrarlayamayan Sinan; kariyerini 2011'de Küçükköy'de amatör kümede sonlandırır. Karabük, Yozgat, İskenderun Demir Çelik, Alibeyköy, Eyüp ve Kırşehir formaları giyer...
Yedek kadroda olan fakat tek bir profesyonel maç yapmayarak, 2000-2001 sezonundan sonra paf liginde bile maçlara çıkmayan Erdal Almas ve Ramazan Bekleyen'i de belirtelim son olarak...
Özetle, o gün maç kadrosunda olan 18 kişiden sekizi başka takımlarla gerek başka statülerde gerekse gene Bank Asya 1. Lig'de küme atlama başarısını gösterecektir. Toplamda 9 farklı takımı şampiyon yapan kadrolara oyuncu besler 2000 - 2001 sezonundaki Diyarbakırspor ama esas soru şudur: Bu kadar başarı potansiyeli olan bir kadro niye Süper Lig'e çıkınca apar topar dağıtılır? Düşünün, Süper Lig'deki ilk maçta (4-4'lük Gençlerbirliği maçı) 2001'den sadece iki oyuncu (Armağan Yapıcı ve Hakikat Yıldırım) var...
BÖLÜM 1.2 - APAR TOPAR DAĞILAN KADRO
O gün, 13 Mayıs 2001'de, Altay karşısındaki 3-1'lik "tarihi zafer"de sahada olan Murat Şahin ve Murat Özatak bir sonraki sene Adanaspor'a transfer olur. Adanaspor o sene Süper Lig'den düşmüştür... Onların gittiği 2002-2003 sezonunda ise o dönemki adıyla 1. Lig'i üçüncü sırada bitirerek tekrar Süper Lig'e çıkar. Yani Murat Şahin ve adaşı Murat Özatak iki senede iki kez Süper Lig yolcusu olmuştur.
Bu ikilinin Adana kariyerlerine dair ilginç bir ayrıntıyı da paylaşalım: Bir önceki sene Diyarbakır formasıyla kendilerini Türkiye Kupası'ndan eleyen İstanbulspor'u; Adanaspor çatısı altındayken elemeyi başarırlar. Bir nevi rövanş...
Daha sonradan Murat Özatak'ın Beypazarı Şekerspor ile (2005-2006 sezonu) bir şampiyonluk daha tadacağını belirtelim.
Diyarbakır formalı Halit Köprülü'nün, sonradan gideceği Gaziantep'te Süper Lig 5.'liği, Ankaraspor'da da Süper Lig 7.'liği olduğunu; iki takım arasında da Elazığspor'la küme düşeceğini söyleyelim. Ve ne tesadüftür ki Halit Köprülü'nün yolu da Adanaspor'a çıkacaktır: Önce 2007-2008 sezoununda, sonra da kariyerinin son imzasını attığı 2010-2011'de oynar Adanaspor'da. (Bu oyuncunun 2007-2008'de şampiyonluk tattığını aktaralım)
Bir diğer Adana yolcusu ise Alparslan Kartal! Mevzubahis maçta Diyarbakır defans hattında oynayan Alparslan, hala futbolun içinde. 2002-2003 sezonunda Adanaspor forması giyen defans oyuncusu, sonradan 2006-2007'de formasını ıslattığı Kasımpaşa ile Süper Lig'e çıkış biletini play off finalinde Altay'ı penaltılarla yenerek alacaktır. Hatta bu oyuncunun o maçta doksanıncı dakikada attığı golle Paşa'yı uzatmalara taşıdığını da belirtelim. İşin ironik tarafı, play off ilk maçında yendikleri takımın Diyarbakır olması...
Alparslan Kartal geçtiğimiz yıl Samsun'la Bank Asya 1. Lig'den Süper Lig'e çıkarken bu yıl tekrar Kasımpaşa'ya döndü ve Süper Lig'e doğru ilerliyor...
Diyarbakırspor formalı Aykut Canik'in, bir sonraki sezon Aydınspor'a; ondan sonra da doğduğu yere yani Ordu'ya, Orduspor'a, gittiğini ve 2004'te futbolu bıraktığını not düşelim...
Benzeri bir şekilde Engin Özdemir de Gençlerbirliği ve Antalyaspor formaları giydikten sonra 2003'te futbolu bırakıyor.
Aykut ile benzer şekilde doğduğu yere dönüp futbolu bırakan bir diğer isimse Şenol Demir. Zonguldaklı futbolcu önce Erzurum'da oynuyor, küme düşüyor. Zonguldakspor'a gidiyor ve orada da küme düştükten sonra kariyerine 2006 yılında Zonguldak Belediyespor formasıyla son veriyor...
Altay maçında gol perdesini açan Kemalettin Şentürk ise Antalyaspor, Kahramanmaraş, Osmaniye, Kütahya, M.Kemalpaşaspor ve Kırıkkale formaları giydikten sonra futbolu bırakıyor. Şu an Erciyes'te teknik direktörlük yapıyor...
Altay maçındaki gol perdesini (ev sahibi ekip adına) 27. dakikada kapatan Hasan Çelik ise Karşıyaka'ya gidip, 2004 yılında futbolu bırakıyor... Ancak, bırakmadan önceki sezon 2002-2003'te Karşıyaka ile şampiyonluk tadıyor.
Armağan Yapıcı, Mersin İdman Yurdu macerası sonrası gittiği Ankaraspor'la Süper Lig'e yükselir; Tarsus ve Kahramanmaraş ile iki sene üst üste 2. Lig B'den 2. Lig A'ya atlar; Siirt forması altında futbolu bırakır.
Siirt demişken, 2002-2003'te bu takıma transfer olan Hakikat Yıldırım, zar zor kümede kaldığı sezonun akabinde İBB'ye transfer olur ve gene kötü sezonlar geçirir. Ancak her kötü geçen sezonu sonrası daha üst sıradaki bir takıma transfer olma geleneğini bozmaz ve sırasıyla Antalya ve Elazığ'da oynar. Vasat geçen kariyerinde 2. Lig ve Bank Asya 1. Lig arasında gidip gelirken son olarak Diyarbakır BŞB'de futbola nokta koyar, yıl 2010. Bu takımdan önceki durağı ise, Altay galibiyetinde formasını giydiği Diyarbakırspor olacaktır. Ve tesadüf bu ya, o sezon gene Diyarbakır ile Süper Lig'e yükselir Hakikat...
Bir diğer dibe vuran isimse yedek kaleci Erdal Elgörmüş olur. Hatay, Adana Demirspor, Türk Telekom, Mardin, Siirt, (tekrardan) Adana Demirspor ve Diyarbakır Kayapınar ile sonlanan kariyerindeki tek başarısı ikinci Adana Demir macerasında peş peşe iki yıl yükselme grubunda üçüncü olmak olacaktır.
2005 yılında profesyonel kariyerine son veren Hüseyin Yenikan ise Diyarbakır'dan sonraki adresi Elazığ ile de Süper Lig'e yükselir ve Süper Lig'de oynar. İki yıldan sonra Dardanel'e geçer, 2004-2005'te Kahramanmaraş ile küme düşme macerasından sonra futbolu bırakır.
Altay maçında yedekten giren ilk isim Sinan Közen, 2003-2004'te Ankaraspor'la (Armağan Yapıcı ile birlikte) Süper Lig'e yükselecektir, ancak bu başarıyı bir daha tekrarlayamayan Sinan; kariyerini 2011'de Küçükköy'de amatör kümede sonlandırır. Karabük, Yozgat, İskenderun Demir Çelik, Alibeyköy, Eyüp ve Kırşehir formaları giyer...
Yedek kadroda olan fakat tek bir profesyonel maç yapmayarak, 2000-2001 sezonundan sonra paf liginde bile maçlara çıkmayan Erdal Almas ve Ramazan Bekleyen'i de belirtelim son olarak...
Özetle, o gün maç kadrosunda olan 18 kişiden sekizi başka takımlarla gerek başka statülerde gerekse gene Bank Asya 1. Lig'de küme atlama başarısını gösterecektir. Toplamda 9 farklı takımı şampiyon yapan kadrolara oyuncu besler 2000 - 2001 sezonundaki Diyarbakırspor ama esas soru şudur: Bu kadar başarı potansiyeli olan bir kadro niye Süper Lig'e çıkınca apar topar dağıtılır? Düşünün, Süper Lig'deki ilk maçta (4-4'lük Gençlerbirliği maçı) 2001'den sadece iki oyuncu (Armağan Yapıcı ve Hakikat Yıldırım) var...
TRT'deki nostalji derbileri izlerken, adlarının önüne eklenmiş küçük büyük sıfatlı futbolcular yürürken ayak burkulabilecek sahalarda akıl almaz derecede hünerlerini sergilemekteyken üstüne bir de sizin yazınızı okudum. Aklıma çocukluğum geldi ki fener yenildi diye divanın altında ağladığım günler :D
YanıtlaSilFenerbahçe'nin Gençlerbirliğine durmadan yenilişi ve kendisine gol atanlara bir sonraki sezon imza attırma çözümleri... Hepsi gol atmamış olsa da potansiyeli olan "gençler" hemen alınırdı. Metin Diyadin candır, Erkan "tutunamayan", Tarık "wonder kid" Kemalettin "yoldaş", Bursa aktarmalı gelen Ümit Özat "Büyük kaptan" ki Tuncay'ın gerçekten şanlı ve şanslı olduğu günlerde üç gol atarak yıldızlaştığı Man U. maçında Gary Neville'nin kendisine kızan Sir'e "hocam ne yapayım adam buraya bakıyo oraya gidiyo" deyişi aklımdadır ki Roma'nın resmi teklif yaptığı da bir oyuncudur :D
Serkan Balcı'dan çok faydalandık ama daha iyisi daha genci Gökhan gönül gelince gözden de gönülden de uzak olacağını bildiğinden gitti...
İsmail Güldüren ise güldürmedi :D
Sonra Okocha vardı; O.Ö. erkeğin giyeceği olası bir kırmızı pabuç feminenlik alametiyken ender görülen bir hızla "Okocha mode on" furyası başladı gitti.
Moşe vardı bir de 98 dünya kupasında bir maçlığına da olsa Zidane'ı gölgede bırakan süper bir adam...
Saba marka tv'lerde izlenen gol atılınca sahaya 2 tane muhabirin daldığı yıllar...
Alt liglerde sizin kadar donanımlı değilimdir kesinlikle ama epey de oyuncu bilirmişim söylediğiniz oyunculara bakarak CM de sağ olsun... Ama çocuklar sokakta top oynasınlar oturur izlerdim orası da bi gerçek!
Bir de anımı anlatayım uzatmış olarak. İzmir Futbolu'ndan Bolu'da üniversite kazandığım için ayrılmak zorunda kalmıştım. Boluya gidince de ilk halı saha maçım sonrası kendimi Bolu paf takımında buldum kontenjandan oynayacaktım 1 yıl. Amatör'de maçlarımız var fasulyeden takımız :D Düzce Belediye Spor ile hazırlık maçı yaptık ve bir de ne göreyim. Karşı takımda Murat Esen var. Cm 2001/2002'nin Tottili Montellalı Batigollü Samuelli Cafulu Emersonlu Candelalı bıdık cassanolu takımına transfer olabilecek potansiyelde bir adamdı kendisi. Hakikaten de fiziği falan bu fanteziyi onaylayacak şekilde, hızlı, çevik vs... Sonra maç başladı sol iç oynuyorum adamla hangi kafa topuna çıktıysam aldım ki 1.80 boyum, birebirde sürekli geçtim, pozisyon bilgisi yok denecek kadar azdı. Kağıttan bir kaplanmış meğer diyordum ki ilk iki kornerlerinde 2 gol attı paşam. Bir tane de 30 metreden ip vuruşu Sonra da defanstaki zaaflarına devam etse de 3 gol attı defanstaki adam ve 4-2 yenildik. Ulen dedim adam yanlış mevki seçmiş. Maçtan sonra dedim CM'deki kadar varmışsın diye güldü, o yüzden yükselemedik ya zaten dedi. Beklentileri artırdı oyun dedi de bir sonraki maç 7-0 yendik onları paşam zaaflara devam :)