12 Ağustos 2012 Pazar

Süper Kap

2012 model Süper Kap sahibini Erzurum soğuğunda bulurken, Türk futbolunun röntgenini çekmek de biz izleyen/yorumlayanlara düştü sanırsam. Ancak yazıya başlamadan bir de soru var aklımda… Geçtiğimiz sezonun Süper Kap’ı ne oldu acaba?

arz-ı misal, Umut Bulut’un golü sonrası sahaya çöken meşale dumanları; Türk futbolunun puslu halini (ve geleceğini) resmetmiyor muydu? İşin fenası bizim ülke futbolunun bulutları pek Umut da vaad etmiyor ya… Seromonide ağlayan kıza ne buyuracağız? Hani, Alex’in önünde seyreyleyen… Ağlama çocuk, daha çok kirli sezon olacak, çok gençsin henüz. Cüneyt Çakır Türkiye’nin en iyi hakemi olabilir, öyledir de bence ancak Çakır da olmasa Galatasaray-Fenerbahçe maçlarına atanacak hakem yokmuş gibi bir izlenim yaratmanın manası nedir? Bir de, sırf bu maç için Erzurum’un profesyonel liglerdeki tek takımı Erzurum BŞB’nin hazırlık maçlarını bu stattan alıp üniversitenin stadına verildiğini de belirtelim. Yani, filler tepişecek diye çimen çoktan bürokrasi tarafından ezilmişti…

Maçı oyun anlayışı olarak değerlendirmeden önce Halil Altıntop’un Trabzon’un kamp dönemini verimsiz buluşuna da bir selam çakalım. Acep Fenerbahçeli futbolcular da bu görüşe katılıyor mudur? Defans hattının evlere şenlik kabul gününden ötesi olmalı. Formsuzluk ve uyumsuzluk hakeza. Her hatta gözlenen bir sıkıntı olarak Galatasaray ile aralarındaki belli başlı fark buydu. Sarı kırmızılılar da öyle çok çok iyi değildi tabii bir de gözardı edilmemesi gereken bir husus olarak; Galatasaray tam olarak Sinyor’un kafasındaki kadroyla mücadele etmedi. Bunu lig serüveni için bir artı olarak düşüp, oyuna geçelim.

Fenerbahçe’nin yeni transferlerinden Hasan Ali’nin Kayseri günlerini de az çok bildiğim için rizikosuz oyunu beni şaşırtmadı. Ancak Kuyt’ın bir saha komiseri olup Alex’in yükünü hafifleteceğini umduğum için biraz şaşkınım diyebilirim. “Zoraki milli” Mert Günok ise sanırım hiçbir zaman Fenerbahçe’nin as oyuncusu olamayacak… Baroni’yi gördükçe aklıma Deivid geliyor, Baro’ya gösterilen sabrı Deivid’e de gösterseydi Asya yakasının milli takımı, acep şu an bir golcü sorunu yaşanır mıydı? Sorular, sorular, sorular.

Galatasaray’ın bitirici oyuncu eksikliği inatla giderilmezken bu ülkenin transfer komitesi kisvesinde yemyeşil dolar yorganlarını üzerlerine çekenlere nasıl güveneceğiz? Defans hattının fazla hata yapmadığı gözlenirken, orta sahanın zaman zaman lüzumundan fazla kalabalıklaşması göze garip geliyor. Tabii bizimki gibi ağırlıklı olarak uzun toplarla gol aranan bir futbol coğrafyasına tezat bir tablo olduğu ortada. Dany’e de vicdanen bir özür borcum var. Transfer olduğunda Dany’nin İstanbul büyütülmüşlerine uygun bir oyuncu olmadığını düşünüyordum ancak kupa finalinde neredeyse hatasız oynayarak beni kendi içimde çok mahçup etti…

Fenerbahçe’nin skor anlamında umut vaad etmeyen futboluna 45+2′de hayat öpücüğü kaptandan gelirken akla yıllardır tüm kurşunları ilk yarılarda atılan ve ikinci yarısı kısır geçen İngiliz Prömyer Lig orta saha takımlarının maçları düştü. Bir de, Aykut Kocaman’ın her fırsatta törpülemeye çalıştığı bir popülaritenin, onun kariyerini her maçta bir kez daha kurtarışı… Tabii, Lincoln’ün Fenerbahçe’ye karşı kaydettiği benzeri bir golün Bünyamin Gezer tarafından iptal edildiği 2007-2008 sezonu da geliyor… Bir gol, nelere kadir!

İkinci devre tempo gerçekten de prömyer lig kalitesinde düşmüş ve Türk futboluna zorla lokomotif yapılmaya çalışılan kulüpler yokuşta vites düşürmüştü ancak ilk devreye bir dejavu yaptık ve Umut Bulut Galatasaray kariyerine beklenenden daha iyi bir başlangıç yapmış oldu. Dirk Kuyt’ın da gelir gelmez havaalanında verdiği sözü tutup vuslata ermesiyle maç daha da ilginç bir hal aldı. Akabinde yaşanan gelişmeleri de şaşkınlıkla izledik bittabi.

Cüneyt Çakır’ın yönettiği çoğu maçta gerginlik yaşanması tesadüf müdür, yoksa ince ince psikolojik katliam yapan bir hakem vakasıyla mı karşı karşıyayız? Niye her şey Çakır’ı buluyor? Hele hele Gençlerbirliği’nde oynadığı dönemde “Bir hakem kart çıkarttığında asla itiraz etmem çünkü bugüne değin asla çıkarttığı kartı iptal eden bir hakem görmedim” diyen delilik ve dahilik arasında seyreyleyen Engin Baytar’ın bile bu kadar çileden çıkması… Normal midir? Çok da normal bir futbolcu değildi tabii ve hatta bence Galatasaray’ın kalibresinde bir futbolcu da değildir ama, yaptıkları affedilir gibi değil… Yıllar önce benzeri bir hareketin daha sertini aynı hakeme yapan Bülent Ataman’ın şu an nerede olduğu düşünülürse Engin Baytar’ın geleceği de rahatça öngörülebilir zannımca.

Galatasaray’ın 10 kişi kalmasından sonra Amrabat’ın da ‘ısıran’ oyunuyla (yine de bir parantez açalım; Amrabat o kadar ‘etmez’ beyler, kapa parantez) iki takımın oyunu beklenenin de ötesinde sertleşti, gerginleşti ve daha da pozisyona dönük hale geldi. Kalecilerin çoğunlukla şansına ve rakiplerinin bitirici vuruşlarda yaşadığı zorluklara sığındıkları süreçte Fenerbahçe’nin top kontrolünü ele geçirdiğini gözlemledik ve bu durum doksanıncı dakikaya kadar sürdü. Çizgi hakemi uygulamasının ilk meyvesi Umut Bulut’un Çakır’a kalsa verilmeyecek penaltısı olarak düştü kucağa. Selçuk’un golüne ilk koşan ise Mert’in bir boy büyüğü Aykut’tu. İronik.

Kalan süreçte kaçırılan gollerin en ilginci Aydın’ınkiydi. Zira benzeri bir kaçırışı geçtiğimiz sezon Batdal yapmıştı hatırlarsanız. Galatasaray’ın genç oyuncularındaki bitirici vuruşlardaki eksiklik çok göze çarpıyor, sizce de öyle değil mi Sinyor? Keza Mehmet Topuz’un direkten dönen topu da gene geride bıraktığımız sezonda Galatasaray’ın Kadıköy’de son saniyede direkte patlayan topuna bir güzelleme olsa gerek…

Neticede, Galatasaray Türkiye Süper Kupası’nı aldı; Fenerbahçe ‘error’ verdi, Türk futbolu teknik taktik hak getire güce dayalı futbolu en azından İstanbul şehzadeleri bazında bu sezon da sürdüreceğini işaret etti. Türkiye’nin ‘en iyi’ hakemi bu tabloları utandırırcasına hatalı kararlarla düzeni bozmadı. Ancak akıllarda hep aynı soru: Geçtiğimiz sezonun Süper Kupası nereye saklandı?

Bir de son not; Umut Bulut penaltıyı kullanıp gole çevirseydi yanılmıyorsam 1997′den beri ilk kez bir oyuncu derbide hat-trick yapmış olacaktı… Bazı absürdistan spor sitelerinin işini kolaylaştıralım bu not ile… (Son hat-trick Hakan Şükür’den)


12.08.2012 / cumhuriyetspor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sizin de söyleyeceğiniz şeyler var ise, eklemekten çekinmeyin lütfen...