Geçtiğimiz haftalarda oynanan ve Muğlaspor 4-0 öndeyken Ispartasporlu futbolcuların hakemi dövmesi yüzünden yarıda kalan, birçok futbolcunun kart gördüğü maça dair cezalar açıklanmaya başladı.
Ispartaspor'un kaptanı Emrah Vural Kurtulmuş, 15 maçlık bir ceza alırken bu karar Türk futbolundaki en ağır futbolcu cezalarından birisi oldu. Gelişmeler sonrası Emrah'ın TFF'ye verdiği savunmaya ulaştım. Okurken şaşıracaksınız. Ancak bekleyin, olay bununla bitmiyor...
Futbolcuya "Orospu çocuğu", "Sen kimin köpeğisin" gibi sözler sarf edebilen bu hakemin kim olduğunu merak ettiniz mi? Adı Sercan Murat Gündüzler. Eskişehir Bölgesi hakemi. Ve Eskişehir İl Hakem Kurulu Başkanı Metin Gündüzler'in oğlu...
Üstelik hakkındaki iddialar da yabana atılacak cinsten değil.
U-17 Ligi'nde oynanan Bentspor-Sağlıkspor final maçını yöneten ve 10. dakikada Sağlıkspor lehine verdiği tartışmalı penaltıyla 1-0 biten maça doğrudan etki eden hakem Sercan Murat Gündüzler taraflı tarafsız herkesin tepkisini çekmesine rağmen maçtan bir sonraki gün BAL'da oynanan bir maçta dördüncü hakem olarak atanıyor. Kim tarafından? Babası Metin Gündüzler tarafından.
Sercan Gündüzler'in, iyi de yönetse kötü de yönetse her hafta bir veya iki maçta görevlendirildiğinden yakınan Eskişehirli spor adamlarının ikazları maalesef sonuç getirmiyor ve aynı hakem, Muğlaspor-Ispartaspor maçındaki yönetimiyle, tavrıyla, sözleriyle maça damga vurmayı başarıyor.
19 Aralık 2013 Perşembe
2 Kasım 2013 Cumartesi
Küçükçekmece, Büyük Pişmanlık
İstanbul Süper Amatör’de küme düşmemeye oynayan Küçükçekmece’nin düşüşlerinin arka perdesindeki iki maça mercek tutuyoruz. Alman şair Kleist haklı olabilir mi: Pişmanlık, düşenleri masum kılıyor mu?
“Pişmanlık, düşmüşlerin masumiyeti demektir” – Kleist
Henüz iki yıl önce 100. yılını kutlayan bir takımken şimdi İstanbul amatöründe puan çarpışmasına girişmesini nasıl açıklarız Küçükçekmece’nin, nasıl?
İki yıl önce Üçüncü Lig’de son haftada oynadığı maçla küme düşmeyi başaran İstanbul temsilcisinin hikayesini kısaca özetlemeli; futbol literatürüne geçmesi şık olabilecek derecede vasat bir hikaye çünkü bu.
Son iki haftada Üçüncü Lig İkinci Grup’ta küme düşecek son iki takım için dört muhtemel takım vardı: Küçükçekmece (37 puan), Karsspor (36 puan) ve 35’er puanlı Oyak Renault ile Arsinspor. Ne oldu sonra? Son hafta Karsspor, Küçükçekmece’yi 3-0 yendi ve iki takım da küme düştü!
Sondan ikinci haftada Küçükçekmece İstanbul’da Sivas Dört Eylül’ü ağırlıyor. Sivas temsilcisi ne düşmeye, ne çıkmaya oynuyor. Maçtayım, statta. Sağımda şikeden tutuklanan Tepecikspor başkanı, solumda Ünyespor’un eski antrenörü… Tepecik başkanı çok mutlu, soruyorum; “Hayırdır başkanım?” Bana şike imasında birkaç cümle kuruyor, garip geliyor! Ama maçta öyle şeyler oluyor ki, inanılmaz! Sivas ekibinin iki stoperi ellerindeki tüm topları rakibe veriyorlar ancak İstanbul ekibinin forvetleri bu ikramları inatla geri çeviriyor!
En sonunda maç öyle bir noktaya geliyor ki, 60. Dakikada skor 0-0’ken deplasman ekibi bir korner pozisyonunda tv programlarında jenerik olacak bir güzellikte vuruşla topu kendi ağlarına gönderiyor! Tribünde herkes kahkahalara boğuluyor. Maçı Küçükçekmece 2-1 kazanıyor, akıllarda Sivas Dört Eylül’ün sahada oynayan tek futbolcusu olan Levent Kale’nin acele ederek kullanmak istediği bir taç pozisyonunda boğazına sarılan Küçükçekmece teknik direktörü kalıyor!
Ancak Oyak Renault ve Arsinspor’un play off hattındaki rakiplerini yenerek haftayı kapatması, kümede kalma iddialarını son haftaya taşıyor. (O maçlar da ayrı bir inceleme konusu olur)
Son haftada, Oyak Renault; Karsspor’un aylar önce küme düşmeyi garantileyen Kepez’e 3-2 yenildiği maçın hakeminin yönettiği maçta Maltepe’yi 3-1 yeniyor. Arsin, şike iddialarıyla karşı karşıya kalmış olan Cafer Aydın’ın teknik direktörü olduğu Orhangazi’yi 4-1 mağlup ediyor! Karsspor ise Küçükçekmece’yi 3-0 yeniyor ve olmayacak olan şey oluyor: Karsspor ile Küçükçekmece 40’ar puanla Arsin ve Oyak Renault'un birer puan gerisinde ligi tamamlayarak küme düşüyor.
Bir sonraki sezona 3. Lig’deki şaibeli son dört maçının gölgesinde çıkan Küçükçekmece, Bölgesel Amatör Lig’de şampiyonluk kovalamaya başlıyor! İlk beş haftada dört galibiyet, bir beraberlik alarak liderlik koltuğuna kuruluyor… İlk devreyi 21 puanla, sadece üç kez mağlup olarak kapatıyor ve ikinci devreye transfer takviyeleriyle başlıyor.
Vefa ile ikinci devrenin ilk maçında kozlarını paylaşan Küçükçekmecespor, ilk yarısında 2-0 öne geçtiği maçta ikinci devre Vefaspor’un birisi penaltıdan üç golüne karşılık veremeyerek 3-2 geri düşünce 82. dakikada sinirler gerilmiş ve hakeme saldırılar başlamıştı. Hakemin beş kırmızı kart çıkartmasıyla maç yarım kalmıştı. Sonrasında Vefaspor haliyle hükmen galip sayılmıştı.
Ancak akabindeki olaylar, değil Türkiye’de; hiçbir ülkede görülmemiş olabilir: Vefaspor maçta cezalı oyuncu oynatmıştı! Vefaspor forması giyen Ümit Akbaş’ın, İBB’de oynadığı dönemden kalan dört maçlık men cezasının kalan tek maçıyla Vefa-Küçükçekmece maçına çıktığı tespit edildi. Tabii, yoğun bir tahkim trafiğinden sonra karar verildi: İki takıma da puan verilmedi!
Düşünün, o maçı normal şartlarda kaybetmiş olsa; Küçükçekmecespor hükmen galip gelerek üç puanı haneye yazdıracaktı. Yazdıramadı. Sonrasında düşüş başladı… Cezalı futbolcuları, kadro dışı oyuncuları, taraftar ve yönetimin kavgaları derken kalan 13 maçında sadece iki galibiyet ve iki beraberlik alabildi. Küme düşen Beykoz’un ve sıralamadaki takipçisi Büyükçekmece’nin ardında kalan İstanbul takımı olduğu için il kontenjanı kuralı gereği baraj maçı oynadı ve alt ligden gelen Selimiyespor’a 4-0 kaybederek İstanbul Amatör’üne düştü.
Şu an, İstanbul Süper Amatör’ünde 10 hafta geride kalmış durumda ve Küçükçekmece iki galibiyetine mukabil sekiz mağlubiyetle puan sıralamasında sondan üçüncü sırada arz-ı endam eyliyor.
O malum maçta kırmızı kart gören oyunculardan Barış Akdemir, Beşiktaş altyapısı çıkışlı, bir başka amatör takım olan Subaşıspor’a transfer oldu. Bir önceki sezon Zeytinburnu ile baraj maçında Süper Amatör’e düşen, peş peşe iki sezon aynı kaderi yaşayan bir diğer kırmızı kartlı Serbay Aydın da BAL’daki Bağcılar’a geçiş yaptı. Yıldırım Yılmaz ise takım bile bulamadı, açıkta kaldı! İçlerinden Kerim Deler Ayvalıkgücü’ne ve Mustafa Cevret de iki yıl önceki şaibeli maçın müsebbibi Sivas Dört Eylül’e transfer olarak profesyonel liglere sıçrayabildi.
Alman şair Kleist doğru söylemiş midir, pişmanlık cidden “düşenleri” masum mu kılar; kaç pişmanlık döndürür kaybolan seneleri?
Fotospor | 02.11.2013
29 Ekim 2013 Salı
Köşe Gönderi: Satır'pasları
"Köşe Gönderi: Satır'pasları"
soL Gazetesi | 29.10.2013
2. ve 3. Lig’de çeşitli “satır’pasları” gerçekleşti bu hafta. 9. hafta maçlarının oynandığı haftada en büyük sürpriz, namağlup Bandırmaspor’un yenilmesi oldu. Mağlubiyet sonrası Bandırmasporlular sosyal medyada hakeme ve rakip Alanyaspor’a aşırı tepki gösterdi.
(...)
http://www.alperkaya.org/kose-gonderi
soL Gazetesi | 29.10.2013
2. ve 3. Lig’de çeşitli “satır’pasları” gerçekleşti bu hafta. 9. hafta maçlarının oynandığı haftada en büyük sürpriz, namağlup Bandırmaspor’un yenilmesi oldu. Mağlubiyet sonrası Bandırmasporlular sosyal medyada hakeme ve rakip Alanyaspor’a aşırı tepki gösterdi.
(...)
http://www.alperkaya.org/kose-gonderi
28 Ekim 2013 Pazartesi
Ankaragücü Tanju Çolak'ını Buldu
Ankaragücü'nün bu sezon transfer ettiği Levent Kale, çıktığı tüm resmi maçlarda gol atarak yakalanması güç bir istatistiğe imza attı.
İlk olarak Türkiye Kupası'nda Karaman Belediye karşısında forma şansı bulan Levent, iki gol birden atarak doğum gününde takımına tur atlattı. Ardından başkent derbisinde 59. dakikada oyuna dahil olup 1-0'lık Bugsaş galibiyetinde takımının tek golüne imza attı. 2-1 sonlanan Altınordu maçında 90+3'te attığı şık kafa golüyle galibiyeti getiren isim olan Levent, bir sonraki hafta da benzeri bir başarıyı göstererek son dakikalarda attığı golle 2-1'lik Kızılcahamam galibiyetinin mimarı oldu. Son haftada eski takımı Pazarspor karşısında da perdeyi açan isim olan Levent Kale, hesaplara göre bir tur atlattığı başkent temsilcisine tek başına yedi puan kazandırdı.
26 Ekim 2013 Cumartesi
Şampiyonluk Şarkısı'nı Kim Besteledi?
Ankara’nın sarı-laci’si Ankaragücü’sü, yıllardan sonra ilk kez “şampiyonluk şarkıları” söylemeye başlarken parlak boyalı, rengarenk tablonun o berrak görüntüsünün ardındaki fırça izlerini iyi sorgulamak gerekiyor.
Ankaragücü sezona İstanbul Güngörenspor’a 1-0 yenilerek başlamasına karşın sonrasında sıraya 6-0’lık Eyüp ve 2-1’lik Diyarbakır BŞB galibiyeti, 1-1’lik Körfez beraberliği; 2-1’lik Nazilli Belediye, 1-0’lık Bugsaş, 2-1’lik Altınordu ve Kızılcahamam galibiyetleriyle yola devam etti. Nihayetinde bugün (26.10.2013) oynadığı maçta taraftarının önünde Pazarspor’u 5-0 gibi sükseli bir skorla mağlup etmeyi başardı.
Bir maç fazlası olmasıyla birlikte en yakın rakibi Bandırmaspor’a dört puan fark atan Ankara’nın 100 yılı aşkın tarihi olan köklü temsilcisi bu yüksek puan reytingine sahip süreç boyunca değişik bir görüntü çizdi.
Diyarbakır BŞB maçında 1-0 öne geçmesine rağmen skorun 1-1’e gelmesine engel olamayan Ankaragücü, Mehmet Çakır’la 60. dakikada bulduğu golle galibiyete ulaşmıştı. Keza 1-1’lik Körfez beraberliğinde de öne geçen taraf sarı lacivertli başkent temsilcisiydi. O maçı çevirmeyi başaramayıp iki puanı çimene gömmüş olan Ankaragücü bir sonraki haftada Nazilli karşısında 2-0 öne geçecekti. 2-1’e gelen maçın son anlarında sıkıntılı bir periyot yaşasa da galibiyetle sahadan ayrılacaktı.
Ankara derbisinde Bugsaş karşısında, “doğuştan Ankaragüçlü” olan golcüsü Levent Kale’nin tek golüyle 67. dakikada skoru belirleyip galip ayrılacaktı Ankaragücü. Güngören mağlubiyeti haricinde ilk kez Altınordu karşısında geri düşmesine rağmen önce Umut Nayir ile skoru eşitleyecek, uzatma dakikalarında Levent Kale’nin golüyle galibiyete uzanacaktı.
Sezonun ikinci Ankara derbisinde grubun güçlü ekiplerinden Kızılcahamam ile gol düellosuna dönen maçta öne geçen Ankaragücü olacak ancak dört dakika sonra skora denklik gelecekti. Uzatma dakikalarında sezonun en formda ismi Levent Kale bir kez daha sahneye çıkacak ve penaltıyla galibiyeti getiren golü atacaktı.
Son haftada ise ligin yeni temsilcilerinden Pazarspor karşısında, geçtiğimiz sezon Pazarspor’u neredeyse tek başına sırtlayan Levent Kale’nin bu kez Ankaragücü adına attığı golle öne geçen sarı lacivertli ekip, ilk devreyi 3-0 önde kapatıp ikinci devre rölantide götürdükleri maçtan 5-0 gibi sükseli bir sonuçla galip ayrılacaktı.
Güzel, özlenen bir tablo. İronik bir şekilde iki yıldır alt yapı oyuncularıyla mücadele eden Ankaragücü’nü, alt yapısından yetişmiş yeni transferi Levent Kale sırtlıyor; tecrübeli oyuncularla genç isimler çok başarılı bir şekilde maçı kotarıyor ve özlenen, “öne geçen” Ankaragücü portresi var. Oynanan oyun çoğu zaman kısır bir görüntüye girse de teknik direktör, eski kaptan, Hayati Soydaş’ın eldeki malzemeyle yaptığı en lezzetli yemek “şampiyonluk” olacak gibi görünüyor.
Ancak bu berrak, rengarenk tablonun arkasında beliren fırça izlerini iyi irdelemek icap ediyor. Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in destekçisi olduğu Başkan Mehmet Yiğiner o kadar büyük bir darboğazdaydı ki, amatör statüden bir takım alıp “borçsuz Ankaragücü” yaratmayı planlıyordu. Gazete arşivlerinde, verdiği demeçler hâlâ sıcaklığını koruyor.
Peki ne oldu? Ankaragücü çekişmesinde Melih Gökçek’e karşı yargıda Gökçek’i yenerek üstünlük sağlayan eski Ankaragücü başkanı Cengiz Topel Yıldırım belediye başkanlığına adaylık fikrini dillendirince Ankaragücü’nün borçları üç günde kapandı, transfer kilidi açıldı ve transferin son gününde nice futbolcuyla anlaşma imzalandı…
Gecekondu tribünü başta olmak üzere çoğu Ankaragüçlünün sevgisini kazanan Cengiz Topel Yıldırım’ın adaylık iddiasını saf dışı bıraktırabilmek için transfer kilidini Melih Gökçek açtırtmıştır diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Net bir kanıtımız -şimdilik- yok ancak bugüne kadar Ankaragücü özne olduğunda Gökçek’in yaptıkları ortadayken, bu “şampiyonluk koşusu”nun mimarı, şayet bu iddia doğruysa, bizzat transfer kilidini açan kişi midir yoksa o kilidi açtırtan Cengiz Topel Yıldırım mıdır; bu da daima bir soru işareti olarak kalacak. Bizim gönlümüzün cevabı belli ama tarih hangisini kabul eder, bu muamma.
Fotospor | 26.10.2013
21 Ekim 2013 Pazartesi
Başın Öne Eğilmesin...
Diyarbakır BŞB'nin Vanspor'dan transferi Ali Kurt, 3-0'a gelen skor karşısında objektiflere böyle yansıyor. Bu görüntü sonrası Ali iki gol atıp maçı 3-2'ye getirecek ama bu çabası puana yetmeyecek.
19 Ekim 2013 Cumartesi
Sakaryaspor Bile Yıkamamıştı
1997’de Kupa Galipleri’nde 1. Tur’da National Bükreş’i o statta 1-0 yendiler. 1996’da İntertoto’da grup maçlarında Hibernian’ı o statta 5-3 mağlup ettiler. 1993’te henüz Mourinho tercüman iken Sporting Lizbon’la o statta 0-0 berabere kaldılar.
Süper Lig’deki son maçında Trabzonspor karşısında mucizeyi gerçekleştiremezken, stat çatısına çıkıp birbirini kovalayan taraftarlara o stat şahitlik etti; keza o stat peş peşe düşüşlere de şahitlik edecekti.
Geçtiğimiz sezon nispeten iyi bir sezon geçirip 3. Lig’de kalan Kocaelispor o statta yedi galibiyet, beş beraberlik, beş de mağlubiyet görmüştü. Ki sezona -3 puan cezasıyla girmesine rağmen 40 puan toplamayı başarabilmesinde iç sahadaki galibiyetlerin payı çok büyüktü…
Halihazırda o stat daha bir buçuk sene önce Tepecik karşılaşmasında dünyanın en hızlı hattrickini de izletmişti az sayıda taraftara… (13.05.2012 | Kocaelispor 3:2 Tepecikspor)
Bir önceki sezonda aldığı 10 galibiyetin 8’i, o stattaydı ki peş peşe 12 maçta o statta bileğini büken çıkmamıştı Yeşil-Siyah Fırtına’nın!
Üstelik tarihinin en kötü dönemlerini yaşayadururken o statta ezeli rakibi Sakaryaspor bile yıkamamıştı Körfez’i… (15.12.2010 | Kocaelispor 2:0 Sakaryaspor)
Efsane pankartlara tanıklık etti koca stat…
“Türkiye’ye bakan Kocaeli, bir Kocaelispor’a bakamadı”dan tut; rakibin (Adana Demir) açtığı “Sensiz Bir Lig Olmaz Olsun Kocaeli”ye kadar…
Yıkılmadı işte, o tezahürattaki gibiydi sözün özü: “Körfez’im bak işte, Hodri Meydan her zamanki yerinde”. Bin elden uğraştılar, yıkamadılar. Dimdik ayakta kaldı. Günü geldi, pankartlar dile geldi, Kocaelispor değil oynayacak idman yapacak tesis bulamaz oldu tabir-i caizse “kaldırımda oynadı”; günü geldi, peş peşe mağlubiyetlere kapılıp gitti ve sezonu sadece iki galibiyetle / üstelik – 100 averajla / kapattı ama hiç kilit vurdurmadı kapıya. Hiç “evde yokuz” olmadı.
Şimdi diyorlar ki; stadı yıkacaklarmış, AVM yapacaklarmış. Daha geçen yıl kentin avmden bozma mekanının çatısındaki yangını söndüremeyenler, yeni avm yapacaklarmış. Outlet’i sinek avlarken, avm dikeceklermiş tam göbeğine stadın.
Daha geçen yıla kadar idman tesisi olmayan takımın, şimdi bir de evini yıkacaklarmış. Ama güzel bir haberleri varmış: 33 bin kişi kapasiteli yeni stat yapacaklarmış. Deprem yüzünden iki yıl önce tribünleri yıkılan Vanspor stadına halen tribün yapamayanlar diyor bunu.
Sakaryaspor bile yıkamamıştı, onlar yıkacaklar şimdi.
Fotospor | 19.10.2013
17 Ekim 2013 Perşembe
Öğütülemeyen Futbolcular
Alt liglerde öyle bir sirkülasyon var ki; çok başarılı olmanız çoğu zaman “her şey” değil. Hatta hemen hemen hiçbir zaman başlı başına bir şey değil! Öyle olmasa Pazarspor’u sırtlayıp play off finallerindeki golleri de dahil toplam 12 golle takımın en skorer ismi olarak mütevazi Rize temsilcisini şampiyonluğa ulaştıranLevent Kale, transferin son gününe kadar bekler miydi?
Ancak bazı isimler var ki, yaşlarının da avantajıyla, öğütülmeleri çok kolay olmuyor. Umarım olmaz da!
Geçtiğimiz sezonun devre arasında Altay’a transfer olan, yarım devreye de dört gol sığdıran; bu sezona ise altı maçta altı golle iyi bir başlangıç yapan Murat Uluç mesela. Orta sahanın solunda oynayan tecrübeli isim, siyah-beyazlıları sırtlamakla meşgul bu sıralar…
Geçtiğimiz sezonun devre arasında Altay’a transfer olan, yarım devreye de dört gol sığdıran; bu sezona ise altı maçta altı golle iyi bir başlangıç yapan Murat Uluç mesela. Orta sahanın solunda oynayan tecrübeli isim, siyah-beyazlıları sırtlamakla meşgul bu sıralar…
Timur Kosovalı keza, yeni transfer olduğu bir takımda; daha önce oynamadığı bir ligde klasını göstermekle meşgul! Altı maçta altı gol istatistiğiyle fırtına gibi lige giriş yapan Bandırmaspor’un yeni transferi Almanya doğumlu. Geçtiğimiz sezon Kayseri Şeker formasıyla 22 gole imza atmıştı… Özellikle son haftada oynadığı Tepecikspor maçında yarım voleyle tersten gelişine attığı golle milli takımın “yaratıcı forvet” ihtiyacını giderecek bir izlenim yarattı… Konuşmak için erken (kime göre) ama Ümit Karan kadar şık gollere imza atması muhtemel bir topçu. Almanya havası, adamı forvet mi yapıyor acaba?
Geçtiğimiz pazar gününe değin ligde dört maçta ve Türkiye Kupası’nda bir maçta hiç gol yememiş olan Çankırıspor’un geçtiğimiz sezon 16 maçta oynayıp altısında hiç gol yememiş olan kalecisi İbrahim Karaca da Türk futbolunun kaleci yetiştirilmediğine dair girdiği sendromundan çıkması için ilaç gibi görünüyor. (Geçtiğimiz hafta Aydınspor’dan 3 gol yemişti)
Bir de hiç mağlubiyet tatmamış bir kaleci var: İstanbulspor’un Karagümrük’ten transferi Volkan Canbolat. Altı maçta sadece beş kez gol yedi, bunların ikisini son haftada 10 kişi kaldıkları Yozgat maçında kalesinde gördü. Takımının dört galibiyet, iki beraberlikli liderliğinde büyük pay sahibi; şüphesiz…
Altınordu’nun Galatasaray apoletli, Bayrampaşa’nın şampiyonluk kadrosundan hatırlayabileceğiniz, genç müdafaa oyuncusu Sinan Osmanoğlu da geçtiğimiz sezon golcü kimliğine kavuşmuştu; bu sezon da henüz altıncı hafta olmasına karşın birisi kafayla olmak üzere iki gole ulaştı. İki sezonda peş peşe iki farklı takımla (Bayrampaşa-Altınordu) Üçüncü Lig’de şampiyonluk tadan ender futbolculardandır kendisi…
Yazının başındaki Levent Kale’ye gelirsek; transfer sezonunu umutsuzca geçirirken transferin son gününde alt yapısından yetiştiği Ankaragücü’ne imza attı ve takımdaki ilk maçında, üstelik doğum gününde, iki gol birden atmayı başardı.
Yatırımını spora yapan oyuncu, bir şekilde bu sistemden sıyrılmayı başarıyor. Kendisini geliştirmeyi kafaya koyan ve her maça farklı bir motivasyonla çıkmayı başaranlar her sezon bir kez daha “doğuyor”. Ancak sistem öyle bir halde ki, bu kadar üst düzey olmanız bile yetmiyor. Bu düzeni getirtenler, nasıl akıl etmişlerse bir yaş sınırı icat etmişler; dünyanın hiçbir yerinde emsali olmayacak şekilde koşul iyileştirmesi (antrenman sahası, tesis yapılaşması, futbolcu gelişimi vs) takip etmeksizin 25 yaşından 30 yaşına kadar futbolcuları “kontenjana” sokup 3. Lig’de her takımda bu yaş aralığında sadece altı futbolcu bulunduruluyor, ki bunların da sadece dördü ilk on sekize alınabiliyor…
Futbolcu öğütmeye yönelik bu sistem hiç mi meyve vermiyor, derseniz; basit birkaç istatistik verelim:
*U21 Milli Takım kadrosunda hiç 3. Lig oyuncusu yok.
*U20 Milli Takım kadrosunda hiç 3. Lig oyuncusu yok.
*U19 Milli Takım kadrosunda hiç 3. Lig oyuncusu yok.
*U21 Milli Takım kadrosunda hiç 3. Lig oyuncusu yok.
*U20 Milli Takım kadrosunda hiç 3. Lig oyuncusu yok.
*U19 Milli Takım kadrosunda hiç 3. Lig oyuncusu yok.
“Sistem” bu kadar matahsa, niye bu yokluk hâli baki kaldı? Yoksa olan sadece insan haklarına aykırı bu uygulama yüzünden işsiz kalma tehlikesi yaşayan ve karın tokluğuna İkinci Lig’de oynamak zorunda kalan futbolculara mı oldu sadece? Ki o da, şanslıysa. Yoksa işsizlik denilen hadise, futbolunun baharındaki oyuncuların kapısını şiddetle çalıp evlerine çöreklenmeye devam mı etmeli?
(Fotospor / 11 Ekim 2013)
9 Ekim 2013 Çarşamba
Erzincanspor Karanlıkta Kaldı
Bölgesel Amatör Lig 4. Grup’ta mücadele eden, teknik direktörlüğünü Hikmet Şıktaşlılar’ın yaptığı yarım asıra yakın tarihi olan Erzincanspor’un tesislerinin elektrikleri kesildi. Sezona maddi sıkıntılarla giren, sadece 20 futbolculuk bir kadroya sahip Erzincan temsilcisinin iki dağ arasında kalan tesislerinde borçtan dolayı elektrikler kesildi. Takım, idmanları ve tesislerdeki akşam yemeklerini jeneratör yardımıyla sürdürüyor.
Kulübün, 2012 yılında da dört yıllık borç nedeniyle elektrikleri kesilmiş; futbolcuların mum ışığında oturdukları görüntüleri ses getirmişti.
Grubundaki 14 takımın 6’sının belediye takımı olmasıyla, rakiplerinin maddi güçleri karşısında yarışa bu koşullarda nasıl devam edeceği tartışma konusu olan kırmızı siyahlılar ilk üç maçında iki puan topladı.
6 Ekim 2013 Pazar
Namağlubiyet Saltanatı
Beşiktaş’ın “ertelemeli” bir şekilde yenilmesinin akabinde
Süper Lig’de bir tek Galatasaray'ın namağlup takım olarak kalması, gözleri alt kategorilere çevirmeli;
neticede halen liglerimizde tam 15 takım namağlup bir şekilde yoluna devam
ediyor.
İlk yedi haftanın geride kaldığı PTT 1. Lig’e sancılı bir
süreç sonucu dahil olmuş olan Ankaraspor,
tek namağlup takım olarak göze çarpıyor. Başkentin mavi-beyazlı leoparları Osman Özköylü’nün teknik patronluk
koltuğunda başarıyla ilerlediği 7 haftalık periyotta 4 galibiyet 3 beraberlik
koparırken 14 gol attı, kalesinde dört kez gol gördü. Takımın parlayan ismi ise
kariyerinin en iyi yükselişini yakalamış olan 26 yaşındaki defans oyuncusu Galip Güzel. Galip, beş maçta forma
şansı bulurken üç kez fileleri havalandırdı. Ankaraspor’un en ilginç
istatistiği ise 7 haftada tam 25 futbolcunun oynama imkanı bulmasıyla
gerçekleşti. Bu rakam, kadrodaki futbolcu sayısının yüzde doksan yedisine
tekabül ediyor. Leoparlar, sürpriz bir şekilde Üçüncü Lig temsilcisi Kahramanmaraş Belediyespor’a Türkiye
Kupası’nda yenilerek elendi.
İkinci Lig’de 7 Takım
Yenilmedi
Beşinci haftaya
girilen İkinci Lig’de Beyaz Grup’ta dört, Kırmızı Grup’ta ise üç takım henüz
yenilgi yüzü görmedi. Bu takımların arasında hiç yeni yükselen takım yer
almıyor…
Geçtiğimiz sezon Tahir
Çopur’la müthiş bir yükseliş yakalayarak kümede kalan, sezon başında ise
teknik direktör değişimine giden İstanbul temsilcisi Gaziosmanpaşa 2. Lig Beyaz Grup’ta iki beraberlik, iki de
galibiyetle sezona başladı. Taşkın Güngör’le
sezona başlayan Gaziosmanpaşa, Türkiye Kupası’nda Alanyaspor’a 1-0 yenilerek
elenmesinin haricinde yola güzel devam ediyor. Dört maçta iki kez fileleri
sarsan Yasin Yener takımın en skorer
ismi konumunda. Yasin’in, kariyerinin en gollü sezonu olacağa benziyor zira
şimdiye kadar bir sezonda en fazla iki gol atabilmişti.
Gaziosmanpaşa’nın gol sayısıyla bir sıra üstünde yer alan Yeni Malatyaspor iki beraberlikle ilk
iki haftayı kapattığı ligde yoluna iki galibiyetle devam etti. Hacettepespor’a
1-0 yenilerek Türkiye Kupası’nda ilerleyemeyen Malatya temsilcisini ikişer
golle Halil Zeybek ve Eren Görür sırtlanmış durumda. Halil
Zeybek’i 2007-2008 Sezonu’nda Erzurumspor’da 35 maçta 15 gol attığı
performansıyla hatırlıyoruz. Eren Görür ise 2008-2009 Sezonu’nda Trabzon
Karadeniz (şimdinin 1461 Trabzon’u) ile
35 maçta 19 kez fileleri sarsmıştı. Malatya temsilcisi, maç başına bir gol
yemesine rağmen ortalamada iki gol atarak başarılı bir tablo ortaya koydu.
En ilginç görünüm ise Çankırı’nın profesyonel liglerdeki tek
takımı olan Çankırıspor’da!
Profesyonel liglerin tek kadın başkanına sahip olan Çankırıspor, sezona 2010
yılından beri takımın teknik direktörlüğünü üstlenmiş olan Hakan Yılmaz ile yola namağlup devam etmesinin haricinde halen
kalesinde gol görmüş değil. Buna mukabil ligde kaydettiği gol sayısı ise 1 (bir). Bir galibiyet, üç beraberlikle
topladığı altı puan; takımı şimdilik sekizinci sırada tutuyor. Türkiye
Kupası’nda da Elazığ Belediyespor’u 1-0 mağlup ederek başarılı yükselişini
sürdüren Çankırıspor’da beş maçta hiç gol yemeyen İbrahim Karaca parlıyor. İbrahim geçtiğimiz sezon 15 maçta forma
giymiş, altısında hiç gol yememişti ve bu maçlardan sadece dördünde Çankırıspor
sahadan mağlup ayrılmıştı. Takımın bu sezon ligdeki tek golünü ise genç
futbolcu Ozan Çetinkaya kaydetti.
Beyaz Grubun son yenilgisiz takımı ise bir başka İstanbul
temsilcisi Sarıyer. Dört maçtan dört
beraberlikle ayrılan “Martılar”,
Türkiye Kupası’nda Gençlerbirliği’ni zorlamasına karşın 2-1 mağlubiyetle
sahadan ayrılmıştı. Çankırıspor’la golsüz berabere kalan Sarıyer, diğer üç
maçtan da 1-1’le birer puan kopardı. Takımda dört maçta da forma giyen dokuz
isim var; bu haliyle de kadro tercihini oturtmuşa benziyorlar. Kılıçarslan Kopuz, Murat Hacıoğlu, Önder Turacı
gibi tecrübeli isimleriyle dikkat çeken Martılar; geçtiğimiz sezon 11 kez
beraberlikle ligi kapatmıştı.
İkinci Lig Kırmızı
Grup’ta ise Bandırmaspor, Körfez FK ve BUGSAŞ mağlubiyetle henüz tanışmayan
takımlar.
Bandırmaspor,
namağlubiyetini liderlikle taçlandırmasının yanı sıra Türkiye Kupası’nda zorlu
maçta Keçiörengücü’nü 2-1 mağlup etmeyi de başardı. Ligin ilk dört haftasında
iki galibiyet iki de beraberlik alan kırmızı beyazlılar Hüseyin Yenikan direktörlüğünde yedi gol atarken kalesinde beş gole
engel olamadı. Yedişer puanlı beş takımın bir puan farkla önüne geçen ve
liderlik koltuğuna oturan Bandırmaspor’u bu sezonun başında transfer ettiği,
geçtiğimiz sezon Kayseri Şeker’de parlayan Timur
Kosovalı sırtlıyor. Timur, dört maçta kaydettiği beş golle 2. Lig’de gol
krallığını son haftaya kadar zorlayacağını şimdiden göstermiş durumda.
Bandırmaspor’un kalesinde ise geçtiğimiz sezon olduğu gibi sezon başında
Kızılcahamam ile anlaşan fakat son anda Bandırmaspor’a imza atan Erhan Kuşkapan var. Geçtiğimiz sezon da
Kızılcahamam ile söz kesmesine rağmen Tokatspor’la anlaşmıştı.
Antalyaspor’a 2-1 yenilerek Türkiye Kupası’nda iddiası
kalmayan Körfez FK, ligde üç
beraberlik ve bir galibiyetle hiç yenilmeden topladığı altı puan vesilesiyle
yedinci sıraya yerleşmiş durumda. Tek galibiyetini, sürpriz bir şekilde Altay’ı 3-1 mağlup ederek alan Körfez
FK’nin ligdeki tüm gollerini farklı isimler kaydetti.
Üçüncü Lig’in İki
Namağlup Lideri Var
Beş haftası oynanan üç
gruplu Üçüncü Lig’de İkinci Grup ve Üçüncü Grup’ta lider olan takımlar namağlup
Düzyurt ve İstanbulspor oldu.
Birinci Grup’ta sadece
bir gol yemiş Sivas Dört Eylül Belediyespor ve Ümraniyespor üçer galibiyet
ikişer beraberlikle 12 puanlı lider Derince Belediyespor’u takip ediyor.
Sivas Dört Eylül;
lider Derince Belediye’yi mağlup ederek lige başladı, sonrasındaki üç haftada
bir kez gol yiyerek iki beraberlik ve bir galibiyetle namağlubiyetini sürdürdü.
Diğer namağlup takımların pek çoğu gibi Türkiye
Kupası’nda mağlubiyet tadan Sivas temsilcisi (Nevşehirspor Gençlik 2-1
Sivas Dört Eylül) ligde sekiz kez gol atarken bir kez kalesinde gol gördü. “O
gol”ü atan takım ise diğer namağlup Ümraniyespor…
Ergün Ortakcı’nın
teknik direktörlüğünü üstlendiği Ümraniyespor,
geçtiğimiz sezon play off’tan elenmişti. Bu sezon ise ilk beş haftada üç
galibiyet, iki beraberlikle lideri takip eden takımlar arasında yer alıyor.
İstanbul derbisinde Silivrispor’a
1-0 mağlup olarak Türkiye Kupası’na devam edemeyen namağlup takımlardan olan
Ümraniyespor grubun güçlü takımlarından Ankara Adliyespor ve diğer namağlup
Sivas Dört Eylül’le berabere kalmasına rağmen Kızılcabölük, Kahramanmaraş
Belediye ve Siirt’i yenerek yükselişini sürdürdü. Takımın parlayan ismi geçtiğimiz
sezon olduğu gibi Özer Kutlu oldu.
Beş maçta dört gol atan Özer; geçtiğimiz sezon 22, bir önceki sezon 15 gol
atmıştı.
İkinci Grup’ta iki
yeni takım parladı: Düzyurt ve Yeni Aksaray.
Üçüncü Lig 2. Grup’ta lider Düzyurtspor, geçtiğimiz sezon Bölgesel Amatör Lig’de sadece üç kez
mağlup olmuş; lider olarak direkt yükselmişti profesyonel liglere. Bu sezona
güzel başlayan Trabzon temsilcisi, iki beraberlik ve üç galibiyetle ilk beş
haftayı kapattı. Galip geldiği maçlarda hiç gol yemeyen Düzyurtspor Yeni
Aksaray’la 1-1, Çıksalın’la ise 2-2 berabere kalırken Hakan Aydın attığı beş golle takımın en skorer ismi konumunda!
Sakaryaspor karşısında hattrick yaparak parlayan Hakan, Çıksalın’a attığı tek
golle de takımının namağlup ünvanını korumayı başardı. Türkiye Kupası’nda ise
iki kırmızı kart gördükleri maçta Arsin karşısında 2-1 mağlup oldular…
Bursa’nın köklü takımlarından Orhangazi ise lider Düzyurt’la aynı puanda ve namağlup olmasına
rağmen averaj ile ikinci sırada yer alıyor. Ankaragücü’nden tanıdığımız Cafer Aydın’ın teknik patronu olduğu kulüp
bir maç galibiyet-bir maç beraberlik istatistiğiyle yola devam ediyor. Süper
Lig temsilcisi Akhisar Belediye’ye 4-2 yenilerek 2. Tur’dan elendikleri Türkiye
Kupası maçı haricinde sekiz kez gol atarken üç kez gol yediler. Türkiye
Kupası’nın ilk turunda 10 kişi kaldığı maçta 2-0 mağlup ettiği Bursa Nilüfer’i
ligde yenemeyerek sürprize imza atan Orhangazi’nin ikişer gol atan Tahir Kurt ve Barış Çiçek en golcü isimleri olurken takımın kalesinde ise Orhangazi
alt yapısından çıkıp geçtiğimiz sezon Göztepe’ye transfer olup bu yıl kiralık
olarak doğduğu kente dönen Ömer Can var.
Lige yeni yükselen Yeni
Aksaray da Düzyurt gibi profesyonel liglere iyi tutundu. Üç kez
beraberlikle sahadan ayrılan Aksaray temsilcisi, iki kez de galibiyet tattı.
Çıksalınspor ve Darıca Gençlerbirliği’ni mağlup eden Yeni Aksaray’ın gol
yollarında kısır olduğu rahatça gözlenebiliyor. İki gollü Yasin Yeşilyurt’un haricinde üç isim gol kaydedebildi.
Üçüncü Grup’ta ise sürpriz bir şekilde İstanbulspor son yıllarda sıradanlaşan orta sıra mücadelesinin
ötesine geçip namağlup bir şekilde dört galibiyet bir de beraberlikle liderlik
koltuğuna kuruldu. Bu yükselişte en büyük pay ise Karagümrük’ten transferi
kaleci Volkan Canbolat oldu. Zira
geçtiğimiz sezonlarda “İstanbul’un Boğaları”nın en büyük sorunu kalecileriydi.
İlk beş haftada puan kaybettiği tek maç diğer namağlup Menemen Belediyespor’la
0-0’lık beraberliği olan İstanbulspor’un gol yükünü ise üç gollü Tayfun Karadağ ve dört gollü (yeni
transferi) Abdülkadir Kaplan
çekiyor… İstanbulspor, Türkiye Kupası’nda ikinci turda Çaykur Rizespor’a 1-0
yenilerek namağlup takımların arasındaki çoğunluğu bozmadı.
Sadece bir gol yemiş olan Menemen Belediyespor ise Taner
Taşkın’ın teknik direktörlüğünde üç beraberlik, iki galibiyet alarak
kapattığı beş haftalık süreç sonrasında grubunda dördüncü sırada yer aldı.
Yediği tek golü ilk hafta maçında 1930
Bafraspor’u 2-1 yendiği maçta kalesinde gören Menemen Belediyespor
sonrasındaki dört maçta gol yemezken sadece beşinci haftada Yimpaş Yozgat’a tek
gol atabildi. Nazilli Belediyespor
karşısında 1-0’lık mağlubiyetle Türkiye Kupası’na veda eden Menemen
Belediyespor’un ligdeki üç golünü Tayfur
Yılmaz, Hüseyin Durur ve Habip Uzun
kaydetti.
Netice olarak, on beş takım liglerde namağlup yoluna devam
ederken sadece Çankırıspor ve Bandırmaspor Türkiye Kupası’na devam
edenler arasında yer aldı. Bu durum da, lige ağırlık vermek isteyen takımların
kupa mücadelesini çok önemsemediği izlenimi uyandırdı. Önümüzdeki yıllarda
“Türkiye Kupası Türkiye’yi kucaklıyor” sloganıyla yola çıkan güruhların farklı
takımların katılımını arttırıp sirkülasyonu sürdürmek için ilk turda elenenleri
bir sonraki kupaya dahil etmeme kararı alabilir…
29 Eylül 2013 Pazar
23 Ağustos 2013 Cuma
30 Mayıs 2013 Perşembe
İhsan Mert'in Karadeniz Aşkı
İhsan Mert, 27 Ocak 1984 Sivas doğumlu sağ bek oyuncusu. Boluspor, Tarım Kredi, Karabük, Pursaklar/Kızılcahamam ve Belediye Vanspor formalarını terletti.
Profesyonel kariyerinde az golü olan bek futbolcularından olan Mert'in tüm golleri Karadeniz takımlarına karşı!
İlk profesyonel golü, 11 Eylül 2005'te Samsun temsilcisi İlkadım Belediyespor'a karşı. Aynı sezonda Gümüşhane'ye de bir golü olan tecrübeli sağ bek; bir sonraki golünü dört yıl sonra Kızılcahamam(Pursaklar) formasıyla Ofspor'a karşı atar. Sonraki golü için o kadar beklemeyen ve üç yıl sonra (bu sezon) Vanspor formasıyla Türkiye Kupası'nda 1461 Trabzon'a gol atan İhsan Mert, yarın itibariyle serbest kalacak.
Karadeniz takımlarının kendilerini koruma adına, savunmaya yapacakları takviye olarak isabetli bir tercih olacaktır :)
21 Mayıs 2013 Salı
Kör Dövüşü
Yerel seçimler yaklaştıkça, futbolun siyasete nüfuz ettiği
tablolar daha sık karşımıza çıkıyor. Geçmiş yıllarda makam odasında Mersin
İdman Yurdu’na iki futbolcunun transferini açıklayan Kürşat Tüzmen,
Eskişehirspor sezon açılışına Sergen’i getirip tüm stada kendisini alkışlatan
Kemal Unakıtan gibi bakanları görmüştük. Son dönemde, geçtiğimiz sezonun
Birinci Lig play off finali için başbakanın “Adanasporlu kardeşlerimiz kusura
bakmayacaklar artık…” demecine müteakip Adanaspor’un hakemin tartışmalı
kararlarıyla finalde Kasımpaşaspor’a elendiği de vakidir.
Seçimler yerel seçim olunca, bakanlardansa belediye
başkanlarına odaklanılmalı zannımca. Misal Avcılar Belediye Başkanı’na ve onun
İBB ile olan kavgasına… Avcılar, malumunuz, CHP’nin büyükşehirdeki ender
kalelerinden.
Geçtiğimiz sezon semtin takımı Avcılarspor, Süper Amatör’de
şampiyon olarak Bölgesel Amatör Lig’e yükseldi. Grupta kalması için iki
İstanbul takımını sıralamada altında tutması gerekirken küme düşme potasında
ligi tamamladığı için yükseldiği sezonda gerisin geri küme düştü. (Bu sezon
grubunu dördüncü bitirip yükselme şansını kıl payı kaçırdıklarını belirtmekte
fayda var.)
Velhasıl-ı kelam, uzaktan bakınca amaçsız bir takımın küme
düşmesi olarak değerlendirilebilecek bu düşüş; kulübün gelir-gider tablosunu
inceleyince kendisini yalanlıyor. Kulübe Süper Amatör’de şampiyonluk fırsatı
tanıyan yegane gelir, maçlarını oynadığı Turgut Özal Stadyumu’nun (Sahi, adına
stat dikilmemiş bir siyasi var mı?) çevresindeki dükkanların kira bedeli ve
stadyumdaki reklam panoları… Peki İBB ne yapıyor? Bütün bu gelirlerin kulübe
akmasını engelliyor, reklam panolarına kendi reklamlarını yapıştırıyor ve
gidiyor. Kulüpte de haliyle sıfır transfer, sıfır başarı.
İşin daha kötü boyutu şu: Avcılar’da Avcılarspor için
yapılmış olimpiyat ayarında bir stadyum var. İki yıla yakın süredir bomboş
bekliyor. Bu lüks stadı belediye başkanı Beşiktaş’a teklif etti, sanırsam kabul
görmedi. Süper Lig ayarında, sözün özü. Peki niye “sahibine” verilmiyor
dersiniz? Avcılar’ın ortasındaki Turgut Özal Stadı’nın arazisini İBB’ye
kaptırmamak için!
Tam bir “kör dövüşü”! Arada kalan; takımın küme düştüğü
garantilenmesine rağmen onlarca kilometre uzaktaki deplasmana Edirne’ye giden,
amatör liglerin en çok maça etki ettiği bu liglerin takipçilerince onanmış
taraftar grubu oluyor. Filler dövüşünce çimen ezilirmiş misali; “Avcılar
Gençlik” isimli taraftar grubu bu kavganın tam ortasında, kalbinde,
kalıveriyor!
Taraftar grubu Avcılar Gençlik, haliyle tepkili. Grubun
sözcülerinden birisi “Bizim tek siyasetimiz futbol, belediye kimin olursa olsun
fark etmez…” diyor ve gelecek seçimlerde toplu olarak, takıma yatırım yapmayı
vaat eden AKP’li adaya oy vereceklerini imâ ediyor.
Söz uçar, yazı kalır. Yarın farklı bir rüzgar eser ve
Avcılar gene CHP’nin kalır; belli olmaz! Kalıcı olan ve silinmeyen şey, o
olimpiyat stadı ayarındaki stadın karşısındaki yazı. Üstünden üç kat boyayla
geçmişler, gene çıkmamış. Altında “Avcılar Gençlik” imzası var. Ne mi diyor?
“Tesis değil, altyapı istiyoruz.”
Zaten ülke futbolunun başlıca isteği de bu olmamalı mı?
Alper Kaya | Sol Gazetesi - 21.05.2013
19 Mayıs 2013 Pazar
Yeni Neslin Kafası Çalışıyor
Bugün oynanan maçlarla Süper Lig sona erdi ve başkentin tek Süper temsilcisi Gençlerbirliği 15 beraberlikle ligi tamamladı. Ligin bir devresine yakınını sadece beraberlikle geçirdi diyebiliriz!
Ancak son maç olan Bursa maçında gol atan genç futbolcu Özgür İleri, ilginç bir kariyere sahip. 87 doğumlu genç futbolcunun 2005-2006 Sezonu'nda Dardanelspor ile futbol vitrinimize çıktığını belirtelim.
Türkiye Kupası'nda 2-2 biten Kasımpaşa maçında penaltıdan attığı golle ilk resmi golünü kaydeden Özgür, 2008-2009 Sezonu'nda da Gebzespor'a biri ayakla biri kafayla iki; Pendik'e de bir kafa golü atar. 2010-2011 Sezonu'nda ise Fethiye deplasmanında attığı kafa golüyle Dardanel tecrübesini beş golle nihayete erdirerek başkente uçar.
Geçtiğimiz sezon attığı tek golü 2-2 biten Bursa maçında kafayla kaydeden Özgür bu sezon da Eskişehirspor'a deplasmanda ve final haftasında 2-2 biten Bursa maçında gol atar. İki golünü de kafayla atan Özgür, böylece kariyerindeki toplam sekiz golün altısını kafayla atmış oldu.
Irkçılık Karnemiz Temiz Değil
“Türkiye’de ırkçılık yoktur…” bizim favori sözlerimiz arasındadır. Özellikle son dönemde Türkiye’de ilk kez siyahi futbolculara tribünden muz gösterilmesiyle zirveye çıkan fakat “Benim zenci arkadaşlarım da var” minvalindeki basın açıklamasıyla “Türkiye’de olmayan (!) ırkçılık” tekrar gündeme geldi.
Peki gerçekten de böyle mi?
Öncelikle, “ırkçılık” nedir? Bizdeki yaygın görüş, ten ayrımcılığı. Yani, bir insanın ten rengi senden biraz daha koyu diye ona ikinci sınıf insan muamelesi yapmak, bize göre ırkçılık kavramını dolduran yegane şerefsizlik… Oysa kazın ayağı pek öyle değil… Adı üstünde, “ırk”çılık. Irklara dayalı ayrımcılıklar pek tabii ki bu kavramın en önemli yer doldurucularından. Aynı zamanda siyasi görüş nedeniyle yapılan dışlamalar, cinsiyet ayrımcılığı ve aşırı milliyetçi tutumlar da çoğu düşünüre göre ucundan kıyısından ırkçılıkla dans eden kavramlar… Türkiye’de ırkçılık yok mu acaba?
“Beni bir Arap’a tercih ettiler!” yakarışı takım takım gezen ve nihayet Beşiktaş’a erişen Samet Aybaba’ya ait… Kastettiği “Arap” da, bir dönemler ligimizin gediklilerinden sempatik Mısırlı El Saka!
Zamanında alkışa tuttukları Balili’yi, Sivasspor’a transfer olunca 90 dakika boyunca “Yahudi Piçi” diye kalaylayan da, “Estonyalıları evimizde ağırlarız” diyen de Kayserililer olmasın? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Aynı Balili Galatasaray tribünlerindeki bir grup kendini bilmez tarafından da ırkçı tezahürata uğramıştı… Ve bu durumu eleştiren Beşiktaş seyircine karşı gayet ırkçı bir pankart açmıştı bir sonraki hafta aynı taraftarlar…
Fenerbahçe tribünlerinin de bir Beşiktaş derbisinde “Ermeni Alen”, “Sünnetsiz Alen” diye bağırdığı da vakidir…
Peki ya sırf siyasi görüşü nedeniyle Fenerbahçe’den kovulan Kemalettin? Irkçılık değil mi bu da? 1980 darbesi sonrası emekçi, devrimci duruşu nedeniyle hiçbir takımda çalıştırılmayan Metin Kurt… Daha da ileri boyuta taşıyalım; Metin Kurt’un sözleşmesi haksızca feshedilince maçlara çıkmayacağını açıklayan üç futbolcunun da sözleşmesinin aynı haksızlıktaki feshi… İnsan haklarına aykırı bu ayıplar, henüz giderilmiş değil. Hala bir futbolcu siyasi görüş sahibi olmayı “ayıp”, “yanlış” biliyor…
Aynı şekilde bundan üç buçuk dört yıl evvelinde Kilis Belediyespor – Diyarbakır Kayapınar Belediyespor maçında son dakikada Kilis’e penaltı çalınmasına sinirlenen bir Diyarbakırlı oyuncunun Trabzon bölgesi hakemlerinden Muhammet Başkan’a “Tabii ya, Lazsınız Kürtleri sevmezsiniz!” diye bağırdığı da kayıtlara geçen olaylardandır… O kadar değişik bir psikoloji içine girmişiz ki, maçın hakeminin herkesin seceresini inceleyip ona göre karar verdiğini düşüneceğiz artık!
Ankaraspor’da top koşturmuş olan De Nigris de bir Meksika gazetesine verdiği demeçte Aykut Kocaman için “Sistematik ırkçılık yapıyor” suçlamasında bulunmuş ve kanıt olarak da Brezilyalı Hamilton’un takıma geldiğinden beri asla Aykut Hoca’dan selam alamadığını göstermişti… Ancak sonra bu demeci Türk medyasında ortaya çıkınca da yalanlamıştı…
Afyonspor’un Ermeni vatandaşımız Hrant Dink’in ölümünden sonra “Hepimiz Ogün’üz, hepimiz Türk’üz” dediği gibi, Kazım Kanat’ın da “Aurelio milli formayı giyerse milli maçta ayağa kalkmam” demeci de ortadadır… Ayağa kalkmak, demişken; maçlarda “Ayağa kalkmayan Ermeni olsun” diye bağıranlar da Zimbabwe liginde maç seyretmiyorlar herhalde!
Ee? Siz hala “Bizde ırkçılık olmaz!” diyerek emin bir şekilde konuşanlardan mısınız?
ALPER KAYA | Sol Gazetesi – 19.05.2013
28 Mart 2013 Perşembe
Doksan+ Üçüncü Sayısı Çıktı!
2., 3. Lig ve BAL'a dair TEK internet dergisi olan "Doksan+"nın üçüncü sayısı gün itibariyle yayınlandı.
Bu sayının konuları:
- Türk Futbolunun Geleceği Körfez'de Doğuyor: Doğan Karakuş
- Bir Semt, Bir Adam: Murat Saim
- İkinci Lig'e Merhaba: Muğdat Çelik
- Golcüler Özel Dosyası: 2. ve 3. Lig'in Gol Kralları ve Takımlarına Kazandırdıkları Puanlar
- Ataması unutulan hakemler, ilk yarısı ve ikinci yarısı farklı statta oynanan U-15 final maçı, tatil edilen maç: Kütahya'da Neler Oluyor?
- Haftanın Derbileri: 68 Yeni Aksaray - Niğde Belediye / Beykoz 1908 - Vefaspor
ve
- 2. & 3. Lig Panoraması
- Haftanın Fotoğrafları
DERGİYİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.
Bu sayının konuları:
- Türk Futbolunun Geleceği Körfez'de Doğuyor: Doğan Karakuş
- Bir Semt, Bir Adam: Murat Saim
- İkinci Lig'e Merhaba: Muğdat Çelik
- Golcüler Özel Dosyası: 2. ve 3. Lig'in Gol Kralları ve Takımlarına Kazandırdıkları Puanlar
- Ataması unutulan hakemler, ilk yarısı ve ikinci yarısı farklı statta oynanan U-15 final maçı, tatil edilen maç: Kütahya'da Neler Oluyor?
- Haftanın Derbileri: 68 Yeni Aksaray - Niğde Belediye / Beykoz 1908 - Vefaspor
ve
- 2. & 3. Lig Panoraması
- Haftanın Fotoğrafları
DERGİYİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.
24 Mart 2013 Pazar
Salihli Belediye'den Geleceğe Yatırım
Son Emirdağ serüveni tatsız biten ve sezonun ilk devresi takımdan ayrılmak zorunda kalan Hikmet Hoca'nın teklife sıcak baktığı öğrenildi.
21 Mart 2013 Perşembe
3. Lig'e AKP İlçe Başkanı Damgası
2008 yılında Üçüncü Lig bölgesel dağılımdan homojen bir seçime geçince takımların deplasman giderlerini amorti etmesi için anlaşılan Duru Turizm’in bu sezonun başında gerekçe göstermeden anlaşmayı fesh etmesi Diyarbakır’ın son Kocaeli deplasmanına gidememesine ve bir çok 3. Lig takımının maddi olarak çöküşüne neden oldu.
7. haftadaki Maltepe deplasmanına ve geçtiğimiz pazar günü oynanması gereken Kocaeli deplasmanına gidecek parayı denkleştiremediği için iki maça çıkamayan ve altı puanı silinen Diyarbakırspor’un akabinde akıllara Duru Turizm geldi. Duru Turizm, geçmişteki dört sezon boyunca takımların deplasman otobüslerini ve konaklama ücretlerini karşılıyor; taşeron taşıyıcılarıyla bu işi kotarıyordu. Ancak bu sezonun başlamasına birkaç hafta kala ani bir kararla TFF ile olan sözleşmesini sonlandıran Duru Turizm’in perde arkasında AKP’nin logosunun mucidi var.
Duru Turizm geçtiğimiz yıl Maltepe teşkilatından kibarca kovulan Türkiye çapında Green Park Oteli’nin sahibi eski AKP ilçe başkanı Atilla Üstündağ’a ait. Üstündağ, aynı zamanda AKP’nin logosunun ampul olmasını öneren kişi.
Geçen sene yapılan kongrede Maltepe başkanlığından ayrılan Atilla Üstündağ’ın buna cevaben iktidar baskısıyla amorti ettiği taşıma ve konaklama sistemini geri çektiği, haliyle pek çok Üçüncü Lig kulübünün mağdur olduğu iddia ediliyor. TFF’nin kulüpleri mağdur etmeme girişimiyle bu sezon başı verdiği deplasman gideri kapsamındaki paraların ise çok komik rakamlar olduğu bazı Üçüncü Lig kulüpleri tarafından doğrulandı. Son olarak Diyarbakırspor, Kocaeli’ye ulaşım ve konaklama giderini karşılayamadığı için maça çıkamadı. Daha öncesinde de Maltepe maçına çıkamamıştı. Keza, Mardinspor da Maltepe deplasmanına gidememişti.
Çoğu kulübü mağdur eden bu geri çekilişin ötesinde, Duru Turizm hala futbolun içinde. Çeşitli kulüplerden edinilen bilgiye göre kulüp müdürlerini arayan Duru Turizm yetkililerinin mevcut taşeronları aracılığıyla kulüplerin ulaşımını üstlendiği öğrenildi. Özetle; TFF’nin ve kulüplerin zor duruma düşmesini sağlayan Duru Turizm halen kulüplerin taşımacılığını üstleniyor ancak bunu dört yıldır TFF bünyesinde sahip olduğu iletişim bilgileri ve referanslar ile bu kuruluştan tamamen bağımsız olarak, daha da pahalı bir şekilde gerçekleştiriyor.
soL Gazetesi - 21.03.2013
14 Şubat 2013 Perşembe
Soğuk Cehennem'i Zirve Ateşi Sardı
Sezon başında bu konumda olmayı belki beklemiyorlardı ama bireysel performansların da iyileşmesiyle "Soğuk Cehennem" Geredespor, zirveyi zorlamaya başladı.
Bölgesel Amatör Lig'te 6. Grup'ta mücadele eden Geredespor lige kötü bir giriş yaparak ilk beş maçta iki galibiyet bir de beraberlik almış; sonraki altı maçında ise beş beraberlik ve bir galibiyet almayı başarmıştı ancak son dört maçını da peş peşe kazanınca bir anda zirve potasına girdi. Son dört haftada sırasıyla Akyurt Belediyespor'u 2-1, Sorgun Belediyespor'u 5-1, Kırıkkalespor'u 1-0 ve Eskipazar Belediyespor'u da 5-1'lik skorlarla mağlup ederek dördüncü sıraya yükseldiler.
Hurşit Atıyor, Gerede Kazanıyor
Lider Zonguldak Kömürspor ile aralarında dokuz puan fark bulunan Bolu temsilcisinin yükselişinde sezon başı takıma dahil edilen Hurşit Taşçı'nın da payı büyük. Son oynanılan dört maça değin sadece 3-2 kaybettikleri Zonguldak Kömürspor maçında golü bulunan Hurşit; Akyurt Belediyespor'a bir, Sorgun Belediyespor'a iki, Kırıkkalespor'a bir ve Eskipazar'a üç gol atarak takımının topladığı on iki puana büyük etki etti.
Geçtiğimiz sezon ilginç bir şekilde ilk devrede forma giydiği takım (Diyarbakır BŞB) play off oynarken ikinci devrede oynadığı takım (Keçiören Sportif AŞ) küme düşmüştü. Geçtiğimiz sezon tek golünü de Keçiören formasıyla Lüleburgaz'a atan Hurşit 2012-2013 Sezonu'nun bitmesine on bir maç kala gol sayısını sekize çıkardı.
Eskipazar'ı 5-1 mağlup ettikleri maçta talihsiz bir olayın da içinde bulunan genç golcü, sahada yaşadığı unutulmaz anı şöyle anlattı:
"Üçüncü golümü attığım pozisyonda rakip kaleci yanlış bir zamanlamayla topu uzaklaştırmak isterken benim bileğime vurdu, tam o anda ben topu çoktan kaleye yollamıştım... Tok bir ses duydum ve rakibin yerde yattığını gördüm. Sonra da kenara aldılar ve ayağının kırıldığını öğrendik... O dakikadan sonra zaten iki takımın da morali çok bozulmuştu, ikinci devre hiç kimse atak yapmadı..."
Sıralama Maçları
Geredespor sırasıyla Ostim (grup altıncısı), Kozlu (grup beşincisi) ve Sincan Belediyespor (grup üçüncüsü) ile oynayacak önümüzdeki haftalarda. Sıralama açısından kendisinin esas rakiplerinden de puan veya puanlar alırsa zirveyi paylaşan Zonguldak Kömürspor ve Ankara Adliyespor'u tehdit edecek bir konuma gelecektir. Ki grubun namağlup takımı Ankara Adliyespor'dan ilk devrede puan koparan beş takımdan biri de Geredespor'du.
3 Şubat 2013 Pazar
İsmetpaşa'dan Lider Geçti | Kocaelispor 1 - 0 Darıca Gençlerbirliği
Darıca Gençlerbirliği'ni, Emrespor'u 1-0 yendikleri iç saha maçında izleyip beğenmiştim. Kocaelispor'un da bu sezon hayli maçını izlemiş sayılırım, bu bağlamda rahatça söyleyebilirim ki; belki sahaya koydukları oyunu değil ama oynamaya çalıştıkları stili severim, beğenirim.
Bu hislerle gittim 3. Lig 3. Grup 20. hafta müsabakasına ve belki Kocaelispor açısından evet, beklediğim oyunu aldım ancak Darıca? Rezaletti.
Darıca Gençlerbirliği sahada 4-4-2 dizilişiyle yer almıştı. Kalede Ersin Aydın, defansta Evren Horozal-Erkan Ferin-Sertaç Eren-Ferhat Çoban dörtlüsü, orta sahada Halil İbrahim Yüksel-Yusuf Atay-İbrahim Akdağ-İbrahim Fatih Dilek ve ileri ikilide İbrahim Yılmaz - Galip Ayvaz yer alıyordu.
Evvela deplasman ekibi için şunu söylemem lazım; teknik kapasitesi üst düzey oyunculardan oluşan bir takım! Amenna. Ancak bilhassa İbrahim Akdağ, maç boyunca hakemlere oynayarak itici bir görüntü katıyor bu güzel kadroya ve oyuna. Haliyle hakemlerin ve taraftarın da tepkisini çekiyor!
Defansta hatasız değiller elbette ancak Erkan Ferin ve Sertaç Eren ikilisinin uyumu güzel, ola ki İkinci Lig yolu gözükür bu takıma, aman diyeyim; modaya uyup 15 futbolcu yollayıp 20 futbolcu almasınlar! Kaldı ki takımın en önemli ismi İbrahim Yılmaz zaten kiralık, onun yerini doldurmak da zor olacak! (Bilmeyenlere; İbrahim Yılmaz İBB'den kiralandı. 1994 doğumlu futbolcunun bu sezon 15 golü var.)
Orta sahada ise Yusuf Atay çok çabaladı ancak Kocaelispor defansının gününde oluşundan kaynaklı bir hareketsizlik içine girmek zorunda kaldı. Genel olarak bir durulma vardı grup liderinde, bu yüzden üç puanı da İsmetpaşa çimlerine gömüp gitmek zorunda kaldılar...
Ev sahibine geçmeden maçın hakemine değinmek istiyorum; maçın hakemi Sertan Bakan ilk devrede 1-1 biten Kocaelispor-Altınordu maçının da hakemiydi. O maçta göze çarpan bir hatası yoktu ama bu maçta performansı rezaletti. Takdir haklarını sürekli Darıca'dan yana kullanan, Bartu'nun kafası yarıldığında kafasını yarana kart vermeyip Bartu'nun bandajını bahane edip oyundan çıkarttıran ve beş dakikayı aşkın süre Kocaelispor'u on kişi oynatan, ikinci devreye anlamsızca altı dakika ilave eden bir hakem vardı sahada. Garipsedim. 16 Aralık 2012'den beri maç alamayan (yaklaşık beş hafta oluyor) bir hakemi hem düşme hem kalma hattını ilgilendiren bir maça niye atarsınız ki?
Bir diğer tesadüf; o dönemde Altınordu'dan puan çalıp Darıca'ya liderlik yolu açmıştı Kocaeli, bu hafta ise Darıca'yı yenip Altınordu'ya yol açtı...
Kocaelispor, sezon başından beri alışageldiğimiz 4-4-1-1 ile sahadaydı. Kalede Rıza Altıntaş, defansta Koray Göksu - Ebubekir Şentürk - Taha Bartu Bulut - Serhat Öztürk; orta sahada Sergen Yıldırım - Melih Ahmet Kaçar - Sercan Uslu - Sefa Narin; forvet arkasında Emre Kurtoğlu ve ileri uçta Doğan Karakuş.
Doğan Karakuş'a değinmek lazım! Gözümüzün önünde Türk futbolunun geleceği inşa oluyor adeta! Geçtiğimiz sezon İkinci Lig'de 16 gol atmış olan Doğan, bu sezona formsuz girmişti ancak ikinci devre başladığından beri tüm formsuzluğunu telafi etti ve üç maçta beş gole imza atarak adeta tek başına dört puan topladı! Toplamda ise dokuz gol atan Doğan'ın ligdeki sekiz golünün altısını ikişer ikişer (aynı maçta iki gol) attığını belirtmekte fayda var.
Zaten Kocaelispor'un tek düzgün pozisyonu ve golünde de Doğan'ın imzası vardı. Gittikçe son vuruşlarda kendine güveni artıyor ve tekniği gelişiyor bu çocuğun. Topu aldı, defansı geçti, kaleciyle karşı karşıya pozisyonda topu rahatça kalecinin yanından ağlara yuvarladı... Çok net hareketlerle! Dakikalar 41'i gösteriyordu gol geldiğinde...
Kocaelispor'da ilginç bir taktik vardı; yardımcı antrenörü numaralı tribüne yolladılar ve ilk devrede yedek kulübesinin tersinde oynayan defansı öyle kontrol ettiler. Kırk beş dakika boyunca Serhat'a, Ebubekir'e ve diğer neredeyse tüm oyunculara bağıran bir antrenör vardı tribünde; ilginç bir görüntüydü doğrusu...
Defans hattı ise hocalarını mahçup etmedi ve rakibe gerçekten pozisyon dahi vermedi. Sıralamadaki yerine baktığınız zaman kötü bir yerdeler ancak oyunlarını birkaç kez izlerseniz, bu takımın daha iyisini hak ettiğini göreceksiniz.
Emin olun, Kocaeli derbisinde 300'ü bulmayan bir taraftardan çok daha fazlasını hak ediyorlar.
Bu hislerle gittim 3. Lig 3. Grup 20. hafta müsabakasına ve belki Kocaelispor açısından evet, beklediğim oyunu aldım ancak Darıca? Rezaletti.
Darıca Gençlerbirliği sahada 4-4-2 dizilişiyle yer almıştı. Kalede Ersin Aydın, defansta Evren Horozal-Erkan Ferin-Sertaç Eren-Ferhat Çoban dörtlüsü, orta sahada Halil İbrahim Yüksel-Yusuf Atay-İbrahim Akdağ-İbrahim Fatih Dilek ve ileri ikilide İbrahim Yılmaz - Galip Ayvaz yer alıyordu.
Evvela deplasman ekibi için şunu söylemem lazım; teknik kapasitesi üst düzey oyunculardan oluşan bir takım! Amenna. Ancak bilhassa İbrahim Akdağ, maç boyunca hakemlere oynayarak itici bir görüntü katıyor bu güzel kadroya ve oyuna. Haliyle hakemlerin ve taraftarın da tepkisini çekiyor!
Defansta hatasız değiller elbette ancak Erkan Ferin ve Sertaç Eren ikilisinin uyumu güzel, ola ki İkinci Lig yolu gözükür bu takıma, aman diyeyim; modaya uyup 15 futbolcu yollayıp 20 futbolcu almasınlar! Kaldı ki takımın en önemli ismi İbrahim Yılmaz zaten kiralık, onun yerini doldurmak da zor olacak! (Bilmeyenlere; İbrahim Yılmaz İBB'den kiralandı. 1994 doğumlu futbolcunun bu sezon 15 golü var.)
Orta sahada ise Yusuf Atay çok çabaladı ancak Kocaelispor defansının gününde oluşundan kaynaklı bir hareketsizlik içine girmek zorunda kaldı. Genel olarak bir durulma vardı grup liderinde, bu yüzden üç puanı da İsmetpaşa çimlerine gömüp gitmek zorunda kaldılar...
Ev sahibine geçmeden maçın hakemine değinmek istiyorum; maçın hakemi Sertan Bakan ilk devrede 1-1 biten Kocaelispor-Altınordu maçının da hakemiydi. O maçta göze çarpan bir hatası yoktu ama bu maçta performansı rezaletti. Takdir haklarını sürekli Darıca'dan yana kullanan, Bartu'nun kafası yarıldığında kafasını yarana kart vermeyip Bartu'nun bandajını bahane edip oyundan çıkarttıran ve beş dakikayı aşkın süre Kocaelispor'u on kişi oynatan, ikinci devreye anlamsızca altı dakika ilave eden bir hakem vardı sahada. Garipsedim. 16 Aralık 2012'den beri maç alamayan (yaklaşık beş hafta oluyor) bir hakemi hem düşme hem kalma hattını ilgilendiren bir maça niye atarsınız ki?
Bir diğer tesadüf; o dönemde Altınordu'dan puan çalıp Darıca'ya liderlik yolu açmıştı Kocaeli, bu hafta ise Darıca'yı yenip Altınordu'ya yol açtı...
Kocaelispor, sezon başından beri alışageldiğimiz 4-4-1-1 ile sahadaydı. Kalede Rıza Altıntaş, defansta Koray Göksu - Ebubekir Şentürk - Taha Bartu Bulut - Serhat Öztürk; orta sahada Sergen Yıldırım - Melih Ahmet Kaçar - Sercan Uslu - Sefa Narin; forvet arkasında Emre Kurtoğlu ve ileri uçta Doğan Karakuş.
Doğan Karakuş'a değinmek lazım! Gözümüzün önünde Türk futbolunun geleceği inşa oluyor adeta! Geçtiğimiz sezon İkinci Lig'de 16 gol atmış olan Doğan, bu sezona formsuz girmişti ancak ikinci devre başladığından beri tüm formsuzluğunu telafi etti ve üç maçta beş gole imza atarak adeta tek başına dört puan topladı! Toplamda ise dokuz gol atan Doğan'ın ligdeki sekiz golünün altısını ikişer ikişer (aynı maçta iki gol) attığını belirtmekte fayda var.
Zaten Kocaelispor'un tek düzgün pozisyonu ve golünde de Doğan'ın imzası vardı. Gittikçe son vuruşlarda kendine güveni artıyor ve tekniği gelişiyor bu çocuğun. Topu aldı, defansı geçti, kaleciyle karşı karşıya pozisyonda topu rahatça kalecinin yanından ağlara yuvarladı... Çok net hareketlerle! Dakikalar 41'i gösteriyordu gol geldiğinde...
Kocaelispor'da ilginç bir taktik vardı; yardımcı antrenörü numaralı tribüne yolladılar ve ilk devrede yedek kulübesinin tersinde oynayan defansı öyle kontrol ettiler. Kırk beş dakika boyunca Serhat'a, Ebubekir'e ve diğer neredeyse tüm oyunculara bağıran bir antrenör vardı tribünde; ilginç bir görüntüydü doğrusu...
Defans hattı ise hocalarını mahçup etmedi ve rakibe gerçekten pozisyon dahi vermedi. Sıralamadaki yerine baktığınız zaman kötü bir yerdeler ancak oyunlarını birkaç kez izlerseniz, bu takımın daha iyisini hak ettiğini göreceksiniz.
Emin olun, Kocaeli derbisinde 300'ü bulmayan bir taraftardan çok daha fazlasını hak ediyorlar.
Kocaelispor'un golü; 70 numara, Doğan Karakuş!
Maç sonu sevinç
26 Ocak 2013 Cumartesi
Elmas Çamura Düşerse
Elmas değer kaybetmez çamura düşmekle: Ankaragücü Alt Yapı çalışmalarından bir kare.
fotoğraf: Lacivert1910Blog Twitter
24 Ocak 2013 Perşembe
21 Ocak 2013 Pazartesi
1. Lig'in Nokta Atışcısı
Geçtiğimiz hafta sonu oynanan maçlarda uzak mesafeden attığı golle gelen üç puan vesilesiyle öne çıkan Ali Güzeldal bu sezonki 10. lig maçında beşinci golünü attı.
Şimdiye kadar 1-0 biten Denizlispor, 3-1 biten Şanlıurfa, 1-1 biten Ankaragücü, 1-0 biten Bucaspor ve son olarak da 1-0'lık Adana Demirspor maçında gol atan Ali, toplamda 10 puanı adeta tek başında kazandırdı ve Boluspor'un topladığı 26 puanın yarısına yakınını tek başına toplamış oldu.
20 Ocak 2013 Pazar
Trabzon Fatihi Bugsaş'ta
2005-2006 Sezonu'nda 3-2 deplasman ekibi galibiyetiyle sonuçlanan Trabzonspor-Ankaraspor maçında 90+2'de Musa'nın açtığı topa kafayı vurup galibiyeti getiren Emre Aktaş, Bugsaş'la anlaştı.
Ankaraspor'da Sivas ve Trabzon'a attığı gollerden sonra bir diğer Gökçekspor'a yollanan Emre'nin performansı sezon sezon şöyle gelişmiş:
Keçiörengücü 8 gol, Adanaspor 9 gol, Adanaspor 6 gol (PTT 1. Lig), Adanaspor 12 gol (PTT 1. Lig), Adanaspor 4 gol (PTT 1. Lig), Adanaspor 1 gol (A2), Karşıyaka 0 gol (ilk devre)
19 Ocak 2013 Cumartesi
Tape'ye Gerek Yok
Bazıları için "tape"ye gerek kalmaz.
Tepecik teknik direktörü, NTVSpor Haber Müdürü'nden futbolcu istiyor...
18 Ocak 2013 Cuma
Siyaset & Spor
Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç, Şanlıurfaspor formasıyla.
kaynak: Mezopotamya Futbolunun Adresi @ Facebook
kaynak: Mezopotamya Futbolunun Adresi @ Facebook
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)