30 Ekim 2012 Salı

soL Gazetesi 2. ve 3. Lig Panoraması - 30.10.2012



Haftanın Maçı: BANDIRMASPOR - KAHRAMANMARAŞ

Play off hattında zirveyi zorlayan Bandırmaspor’un lider Kahramanmaraş’ı ağırladığı İkinci Lig Kırmızı
Grup müsabakasında takımlar izleyenlere gol şöleni sundu. Lider, dördüncü dakikada 1-0 öne
geçmesine rağmen ilk yarıda son sözü emektar Serdar Samatyalı söyledi ve devreyi Bandırma 2-1
önde kapattı. İkinci yarıda bir kez daha skoru değiştiren Kahramanmaraş ise 85. dakikada oyuna giren
Ahmet Kuru’nun buluştuğu ilk topta bulduğu golle yıkılırken liderliğini sürdürüyordu…

Haftanın Takımı: DENİZLİ BELEDİYESPOR

İkinci Lig Beyaz Grup’ta ligin dibine demir atan takımlardan Denizli Belediyespor ligdeki ilk galibiyetini
sürpriz bir şekilde lider Kızılcahamamspor’dan 1-0’lık skorla alarak puanını beşe çıkartmayı ve ligin
dibinden kurtulmayı başardı. Kızılcahamamspor lige beşte beş yaparak girmişken üç haftada sadece
bir puan alabildi.

Haftanın Oyuncusu: İBRAHİM YILMAZ (Darıca Gençlerbirliği)

Kocaeli temsilcisi Darıca GB, kendi sahasında Beylerbeyi’ni 4-0’la geçerken gollerin üçünü İBB’den
kiralanan 1994 doğumlu İbrahim Yılmaz atıyordu. İbrahim böylece bu sezon ligde attığı gol sayısını
11’e yükselterek 3. Lig’de gol kralı konumuna da gelirken, Türkiye Kupası’nda da attığı iki golle Türkiye
liglerinin en golcü oyuncularından birisi halinde. Performansı takımını da olumlu etkiledi; Darıca son
beş resmi maçını kazanarak grubunda liderliğe oturdu.

Haftanın Teknik Direktörü: CAHİT ERÇEVİK (Kayseri Şekerspor)

Geçtiğimiz sezon Kayseri Şekerspor’u BAL’da şampiyon yapan Cahit Erçevik, bu sezon da takımın
başında devam etti ve bu istikrar başarıyı da beraberinde getirdi. Bu hafta kendi sahasında grubun
güçlü ekiplerinden Orhangazi karşısında 1-0 öndeyken Cahit Hoca’nın oyuna sürdüğü İsmail Bulut
golünü atıp takımı rahatlatırken peş peşe dördüncü galibiyeti elde ediyordu Kayseri Şekerspor…

Satırbaşları

Twitter Ligi

Geçtiğimiz hafta “çekiç olayı” vesilesiyle Eyüpsporlu Ali Cansun’un attığı twitler çok konuşulmuşken
bu hafta da 2-2 biten Tepecik-Polatlı Bugsaş maçı sonrası Baki Mercimek’in twitter hesabından “Adına
hakem demeye utandığım…” ifadesini kullanarak müsabaka hakemine dair attığı twit dikkat
çekiyordu. Ancak aynı Baki Mercimek, adına hakem demeye utandığı futbol emekçisinin bir önceki
sezon yönettiği Yeni Malatya maçını 2-1 kazandığında pek sesini çıkarmamıştı.

Misafirsever Maltepe

Geçtiğimiz hafta iç sahada oynayacağı Diyarbakırspor maçında rakip gelmediği için hükmen galip
gelen Maltepespor bu hafta da Mardin’i ağırlayamadı. Deplasman giderlerini denkleştiremeyen Doğu
ekibi maça çıkmazken halen liglerimizde gol atamayan tek takım olma durumunu koruyor…

İkinci Devrenin Takımı

Üçüncü Lig İkinci Grup’ta bu hafta zirveye oturan Belediye Bingölspor, ikinci yarılarda kazandığı
puanlarla dikkat çekiyor. Dokuz maçta altı galibiyet, iki de beraberlik alan Bingöl temsilcisi bu

galibiyetlerin beşini ikinci devrede attığı gollerle elde etti. Bu hafta da kurt hoca Nihat Balan’ın yaptığı
ilk değişiklik golü getirdi ve Derince Belediyespor’u 1-0’la geçtiler.

Devir Teslim Töreni

Üçüncü Lig’de 9’da 9 yapan Diyarbakır BŞB haricinde iki lider de bu hafta koltukları devretti. İkinci
Grup’ta Sivas Dört Eylül Belediye, bir diğer belediyespor’a; Belediye Bingöl’e liderliği devrederken
Üçüncü Grup’ta ise Altınordu sezon başında bu yana sürdürdüğü periyodu aksatıp berabere kalınca
fırsatı değerlendiren Darıca Gençlerbirliği zirveye konuşlandı. İkinci Lig’de ise iki lider de mağlup
olmalarına karşın kendilerini takip eden takımlar sadece puan farkını azaltmakla yetindi.

Adaptasyon Meselesi

İkinci Lig’de bu sezon son iki takım küme düşecek. İki grupta da son ikiyi alan dört takımın ikisi ise
bu sezon İkinci Lig’e geçiş yapan ekiplerden… Kırmızı Grup’ta son sırayı alan Sakaryaspor 1. Lig’den
küme düşmüştü. Beyaz Grup’ta ise sondan ikinci sıradaki Bayrampaşa Üçüncü Lig’de play off finalinde
Hacettepe’yi mağlup ederek 2. Lig’e yükselmişti… Onların yanı sıra geçtiğimiz sezon play off’u son
maçta kaçıran Körfez ile aynı grubu 10. sırada bitiren Sarıyer’in de son ikiye kalması düşündürücü.

29 Ekim 2012 Pazartesi

Çilingir Eksikliği | Kocaelispor 1 - 1 Arsinspor

İki galibiyet peş peşe alıp neşe dolmuş olan Kocaelispor, tek galibiyetli Arsin'i ağırlarken hava güzeldi; tribünler güzeldi; maçın da güzel olacağı beklentisi vardı. Kötü bir maç mı oldu peki? Haşa! Olabilecek en güzel maçtı, keza Üçüncü Lig'in 90 dakikalık bir özetini izlettirdi bize sahadaki 22 futbolcu.

Arsinspor bu liglerin tecrübelisi. Nasıl oynanacağını, ne yapacağını biliyor. Hedefi de öyle üst sıralar falan değil belli ki. Küme düşmemek onlar için pastanın üzerindeki çilek etkisi yapacak... Oyunları da bunu gösterir nitelikte: Yoğun ve dirençli bir defansif anlayış, ani kontrataklarla gol kovalama ve sürekli kapanma.

Kocaelispor ise şimdiye kadar hep defansın arkasına sarkarak gol bulmuş bir takım olarak zorlandı. Çok zorlandı hem de. Zira bir çilingiri yoktu kilidi açıp noktayı koyacak. Tecrübe edinilirken puan(lar) kaybedilir illa ki. Bu maçta da Kocaelispor şunu tecrübe etti ki; yetmiş dakika boyunca kapanan bir takıma karşı çare üretemiyorlar. Dahası telaş oluyorlar. Bülent Baturman'ın acilen bu hususu çözümlemesi gerekecek yoksa Üçüncü Lig'de alabilecekleri nice ikişer puanı böyle böyle çimlere gömerler...

Kocaelispor alışageldik 4-4-1-1 ile oynarken rakibi Arsinspor da aynı dizilişle sahadaydı. Kocaeli'de kalede Rıza Altıntaş, defans dörtlüsünde Koray, Bartu, Ebubekir ve Serhat, orta sahada Sergen, Emre Akgün, Melih Ahmet ve Sefa Narin; forvet arkasında Sercan ve ileride Doğan oynuyordu.

Arsinspor'da ise kalede Serkan İpek; defans dörtlüsünde Muhammed Ali Şahin, Mehmetcan Köse, Ömer Serbest ve Ahmet Şahbaz; orta sahada Mehmet Tosun, Cemre Civelek, Ali Kemal Başaran ve Mikdat Haliloğlu ile forvet arkasında Gökhan Şanlıtürk, forvette ise Emre Turgut oynuyordu.

Kocaelispor maça iyi başladı, 10. dakikada golünü de attı. Sol kanattan yapılan bindirme neticesinde Sercan Uslu ortayı açtı, arka direkte bomboş kalan Sefa Narin topa gelişine bir vuruş yaptı ve vuruşu rakip futbolcudan da sekerek kaleciyi şaşırtıp ağlara gitti. Golden sonra Arsin şaşkına döndü diyebiliriz, bocaladılar ve bir nebze dağıldılar ancak Kocaelispor'un ileri hattı gününde değildi ve bulunan fırsatları da hiç değerlendiremediler.

Arsinspor ise bu süreçte dinlenerek oynamayı tercih etti ki bu durum ikinci devrede skoru değiştirmeye yönelik hamle yapacaklarına dalaletti. Ancak bu süreci bozan tek bir oyuncu vardı: Teknik oyunuyla takdir kazansa da tribüne oynayan Gökhan Şanlıtürk. Her kornerde kale arkasına sataşan Gökhan, ikinci devre korkulanı gerçekleştirdi...

İkinci devreye iki takım da uyuyarak başladı. Öyle ki tribünler bile maçın başladığını başlama vuruşundan bir iki dakika sonra fark etti! İşin fenası futbolcular da öyleydi! Kocaeli'de günün ayakta kalabilen tek ismi kaleci Rıza'ydı. Net dört-beş pozisyonda bireysel sezgileri ve yeteneklerini konuşturarak rakibe kalesini kapatan 90 doğumlu yetenek; Cemre Civelek'in 61. dakikada uzaktan yaptığı vuruşta ise ufak bir konsantrasyon kaybı yaşamasının bedelini ödedi ancak pozisyonun tek sorumlusu o değildi zira Cemre'nin menzilinde en az üç Kocaelisporlu futbolcu vardı, hiçbirisi topa hamle yapamadı...

Golden sonra ise korkulan oldu ve Gölcük doğumlu Gökhan Şanlıtürk iki sezondur tribünün en çok dolduğu maçta gol sonrası tüm takımı tutup maraton tribünün önüne götürerek gol sevinci yaşama gafletine girdi. Sonradan sahaya iki kişi daldı, birisini polisler zor zapt edebildi... Arsinspor'un "şaşkın"(!) futbolcuları ise tırıs tırıs orta sahaya döndüler, yakışmadı.

Sonrasında kalan sürede Arsinspor sadece kapandı. Ama iyi kapandı. Doğan Karakuş'un isteksiz oyunu da skorun değişmemesinde büyük pay sahibiydi, keza Bülent Baturman'ın -bence- yaptığı yanlış oyuncu değişiklikleri de skora etki etmekten çok uzak hamlelerdi!

Netice olarak Arsinspor istediği bir puanı alıp gitmeyi başardı çünkü oyunda yaptığı hamleler hep bu doğrultudaydı. Üçüncü Lig'deki 57 takımın nereden baksanız 45'i böyle oynuyor, ki bir yerde mantıklı sayılabilir, insanın haddini bilmesi güzeldir. Arsin'de 10 numara Gökhan haricinde oyunu çirkinleştiren bir oyuncu da bulunmadığı için takdir edilesi bir yaklaşımdı.

Kocaelispor ise tecrübesiz, üç galibiyet ve toplamda 11 puan toplamış bir takım olmasına karşın hala tecrübesiz. (Doğal olarak) Arsin'in yaptığını yapabildikleri gün Üçüncü Lig'i çözerler ama şu da bir gerçek ki, önde olup da skora yatmaya başladıkları gün yetersizliklerini de kabul etmiş olurlar ve bu durum da yeşil siyahlıları ilelebet Üçüncü Lig'e zımbalar. Yapmasınlar.

Hakem Burak Cem Tahiroğlu ilk devre çok adil bir yönetim göstermesine karşın ikinci devre kağıt helva misali dağılıverdi ve tutarsız yaklaşımlar sergiledi. Arsin'in bazı faul ve kartlarını görmezden geldi, atakları rahatça kesti, hele hele golü tribüne koşup kutlayanlara kart vermeyerek gerçek bir skandala imza attı benim nezdimde. Yine de kötü niyetli birisi olmadığı izlenimine kapıldım, kokartını utandırmasa bari.




gol sonrası tribüne koşan Kocaelispor


Gol sonrası tribüne (!) koşan Arsinsporlular ve ufak çapta olaylar.



27 Ekim 2012 Cumartesi

Kocaelispor - Arsinspor {maç öncesi}

Arsinspor tek galibiyetini ligin acemilerinden Emrespor karşısında 1-0'lık skorla aldığından bugüne 4 kez mağlup olmuş, iki kez de bir puan çıkarabilmiş. Toplamda beş puanı var; beş mağlubiyeti de... Altı kez gol atarken on dört kez kendi filelerinden topu çıkarmış. Neticede ligin zayıf takımlarından birisi, belli. Gümüşhane karşısında 3-2'lik mağlubiyeti dikkat çekiyor, ki Gümüşhane güçlü bir takım sayılır; Kocaelispor'u 3-0 mağlup etmişti. O mağlubiyetten üç gün sonra çıktığı Çorum Belediyespor maçından da 1-1'lik skorla ayrılmış, keza Çorum'u Kocaelispor 3-1 gibi net bir skorla geçmişti. Ters bir takım olsa gerek Arsin.

Kocaelispor ise 2011'den bugüne ilk kez iki maç peş peşe kazandı, Arsin maçını da kazanıp seri oluşturmak isteyecektir. On gol attığı sekiz maçta buna mukabil dokuz da gol yedi. Hücum hattı işlerken defansta açık bırakmamayı öğrenememiş bir yapıya sahip. Son iç saha maçında ligin play off gözdelerinden Yimpaş Yozgat'ı çok net bir oyunla 3-0 mağlup etmişlerdi. Arsin karşısında da çok zorlanmazlar bence...

Maçın hakemi Burak Cem Tahiroğlu, Adana bölgesinden. Bu sezon iki Üçüncü Lig, bir de Türkiye Kupası maçında düdük çalmış. İki deplasman galibiyeti, bir de beraberlik görmüş. Kırmızı karta başvurmayan ama bol sarı gösteren bir hakem tablosu çizmiş. Arsin'in geçen seneki beklenmedik Kepez beraberliğinde birinci hakemken, Kocaelispor'un 4-1'lik Altay mağlubiyetinde İsmetpaşa'da dördüncü hakemlik tecrübesi edinmiş.

Kocaelispor - Arsinspor
Spor Toto 3. Lig 3. Grup 9. Hafta Müsabakası
İsmetpaşa Stadyumu | 27.10. 2012 / 13.30

Ankara'nın Hakemi Levent Aktan


2-2 biten Tepecik-Polatlı Bugsaş maçı sonrası Baki Mercimek'in twitter'dan "salladığı" hakemin kariyeri biraz ilginç.

Bu sezon ilk kez bir Ankara takımının maçında düdük çalan Levent Aktan, İzmir bölgesi hakemlerimizden. Geçtiğimiz sezon Bugsaş'ın Yeni Malatya'yı 2-1 yendiği maçta da düdük çalan Aktan'ın yönettiği maçlar Ankara ekiplerine yarıyor!

Geçtiğimiz sezon Bugsaş'ın Malatya maçı haricinde Ankara Demirspor'un deplasmanda 3-1 kazandığı Araklı maçını, Keçiörengücü'nün 2-1 galibiyetiyle neticelenen İstanbulspor maçını, Şekerspor'un deplasmandaki 3-0'lık Adıyaman galibiyetini, Hacettepespor'un 2-0 kazandığı Lüleburgaz müsabakasını yöneten Levent Aktan'ın tek falsosu ise Gümüşhane'nin 4-3 kazandığı Keçiören Sportif maçı olmuş.

Genel olarak kritik maçlara verilen Levent Aktan bu sezon İkinci Lig'de düzenli görev almaya başlayan hakemlerimizden.


26 Ekim 2012 Cuma

Alma Diyadin'in Ahını...




Geçtiğimiz yıl PTT 1. Lig'de şampiyon olarak Süper Lig'e yükselen Kasımpaşa, kötü bir başlangıç yapmadığı halde Sivasspor mağlubiyeti sonrası görevine son verilen Metin Diyadin'in akabinde çıktığı dört maçta sekiz puan kaybetti.

Metin Diyadin ile çıktığı beş maçta dokuz puan toplayan, dokuz gol atarken; kalesinde sadece dört gol gören mavi beyazlılar Diyadin sonrası çıktığı dört maçta beş gol atarken kalesinde altı gole engel olamadı. Dört maçta bir galibiyet, bir de beraberlik elde edebilen İstanbul ekibi Fenerbahçe'yi yenmiş; Mersin İdman Yurdu'ndan da puan koparmıştı. Trabzonspor ve Beşiktaş'a ise mağlup olmaktan kurtulamayan Kasımpaşa halen ligde yedinci sırada yer alıyor.

Gökçek'in Hobisine TFF Freni



Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in 1984 yılında Hacettepe’yi bünyesine katarak ‘güçlendirdiği’ Keçiörengücü halen Üçüncü Lig’de mücadele ediyor. Kulübün başkanı ise, daha önceleri Ankaraspor örneğinde gördüğümüz üzere Gökçek ailesine hayli yakın bir isim. Sıfatı “Keçiörengücü Başkanı” olarak geçen Sedat Tahiroğlu, Osman Gökçek’in kurucusu olduğu Türkiye Gençlik Federasyonu’nun yöneticilerinden birisi.

Bir dönem AŞTİ’ye (Ankara otogarı) giriş yapan taksilerden alınan 30 liralık peşin “bağış” makbuzu ve halen giriş yapan şahsi araçlardan zaman aşımına bağlı alınan ücretler Keçiörengücü kulübüne aktarılıyor. Haliyle başkent kulübü şu anda aylık trilyonları aşan geliriyle değil Üçüncü Lig’in; İkinci Lig’in dahi en zengin takımlarından birisi. Buna rağmen gösterilen sportif başarısızlık dikkat çekici.

Geçtiğimiz sezonda grubunu ikinci bitiren takım, play off’larda Kahramanmaraş’a 2-0 yenilerek evine dönmüştü. Benzeri hezimetleri 2009-2010 Sezonu’nda Malatya Belediyespor’a, 2008-2009’da ise Altınordu’ya yenilerek yaşayan Keçiörengücü 16 takımın mücadele ettiği 2005-2006’da ise üç mağlubiyetle şampiyon olup İkinci Lig’e yükseldiyse de yükseldiği yıl geri düşmüştü.

2012-2013 Sezonu’na da sükseli bir kadroyla giriş yapan Keçiörengücü’nün başı PFDK cezalarından kurtulmuyor. 7 Ekim 2012’de oynanan Beylerbeyi maçında, rekor sayılabilecek, toplamda 8200 lira para cezasına çarptırılan başkent takımının iki futbolcusu, bir yöneticisi ve teknik sorumlusu maçlardan men cezası almışken bir hafta sonraki Sancaktepe Belediye maçı akabinde bir futbolcusu daha iki maç men cezası aldı. Daha on maç bile oynanmamışken üç futbolcusu ceza alan ve ‘bir maçta en çok para cezası alan Üçüncü Lig takımı’ haline gelen Keçiörengücü hakkında “Sporseverlerden başkalarının da mı takibi var?” sorusu akıllara geliyor.

25 Ekim 2012 Perşembe

Çarşamba Maçlarının Panoraması

Haftanın Maçı : Kahramanmaraş Belediye-Darıca Gençlerbirliği

Üst sıraları kovalayan iki takımın maçı beklendiği üzere bol gollü ve çekişmeli geçti. Beş haftadır gol yemeyen Darıca Gençlerbirliği 2-0 öne geçmişken ilk yarı neticesi, ev sahibi ekibin 3-2’lik üstünlüğü oldu. Ancak ikinci devre deplasman ekibi, Galatasaray alt yapısı çıkışlı oyuncusu Halil İbrahim Yüksel’in ayağından bulduğu iki golle maçtan 4-3 galip ayrıldı.

Haftanın Takımı : Fatih Karagümrük                

Uzun süredir mücadele ettiği amatör kümeden geçtiğimiz sezon muazzam bir performansla profesyonel liglere dönen Karagümrük, kaybettiği yılların acısını çıkarmak için oynuyora benziyor. Pazar günü kendi sahasında uzatmalarda yediği golle Tekirova Belediyespor’la 3-3 berabere kalan İstanbul ekibi, çarşamba maçlarında deplasmanda oynadığı Kastamonuspor karşısında işi sıkı tuttu ve üç puanı 3-0’la almayı başardı.

Haftanın Oyuncusu : Gökhan Günaydın (Kayseri Şekerspor)

Gençlerbirliği alt yapısı çıkışlı 27 yaşındaki Gökhan Günaydın, geçtiğimiz sezon formasını terlettiği ve sezon boyunca üç de gol kaydettiği Siirtspor karşısında kaydettiği 2 golle 2-0’lık galibiyette doğrudan pay sahibi oldu. Bu sezon lige yükselen Kayseri temsilcisinin peş peşe üçüncü galibiyetini elde ettiğini de belirtelim.

Haftanın Teknik Direktörü : Nihat Balan (Belediye Bingölspor)

Üçüncü Lig İkinci Grup’ta zirve mücadelesi veren doğu ekibi, orta sıralarda seyreyleyen ve bu sezon iç sahada oynadığı maçlarda mağlubiyeti olmayan rakibi Bursa Nilüfer karşısında zorlanırken teknik direktör Nihat Balan ikinci devre yaptığı değişikliklerle kayıp hanesine yazılabilecek iki puanı kendi tabelasına yazdırmayı; dahası peş peşe dördüncü maçından da gol yemeden ayrılmayı başardı. Aynı zamanda Bingöl temsilcisi şimdiye kadar oynadığı sekiz maçın dördünde ikinci devrede attığı gollerle galip gelmeyi bildi.

Satırbaşları

Gebze’de Polis Terörü

Üçüncü Lig İkinci Grup’ta en çok golü atmasına karşın grup sonuncusu olan Gebzespor evinde ağırladığı Hacettepe’ye 4-3 yenilirken çekişmeli geçen maçtan çok polis ve deplasman ekibinin kalecisi konuşuldu. Hacettepe’nin iki kez öne geçmesine rağmen Gebze’nin 10 kişi kaldıktan sonra durumu 3-3’e getirmesi, akabinde dokuz kişi kalmaları ve uzatma dakikalarında karambol pozisyonda golü bulan Hacettepe ekibinden kaleci Mert Göktepe’nin tribünlere koşarak el hareketi çekmesi sonucu sahaya giren tek bir taraftar önce kaleciyi, sonra da hakemi kovaladı.  Polisin taraftara karşı orantısız güç kullandığı söylentileri de, pek şaşırtıcı gelmiyor…

“Kırmızı”

Üçüncü Lig’de çarşamba maçlarına bir renk adı vermemiz gerekirse bunun adı “kırmızı” olurdu. Zira oynanan maçlarda on yedi kırmızı kart çıkartıldı. Diyarbakırspor 3, Gebzespor ve Ümraniyespor ikişer kırmızı kartla en agresif takımların arasına girdiler. Kadro sıkıntısı olmasına karşın oynadığı son iki resmi maçta beş kırmızı kart gören Diyarbakırspor sezonu sahaya 11 futbolcu çıkartamadan tamamlayacağa benziyor.

Yıllar Sonra Gelen Seri

Kocaelispor, en son 15 Aralık 2010’da Sakaryaspor’u 2-0 ve 16 Ocak 2011’de Şanlıurfaspor’u 2-1 yenerek peş peşe iki maç kazanabilmişti; o günden beri yüzü gülmeyen yeşil siyahlılar pazar günkü Çorum Belediye galibiyetinden sonra çarşamba günü de Yimpaş Yozgat’ı 3-0 mağlup ederek sponsorlu ve belediye destekli takımların hegemonyasındaki Üçüncü Lig’de elmas gibi parlamaya başladı.

Sekiz Dakikada Galibiyet

Yapılan oyuncu değişiklikleriyle dönen maçların sık sık sükseli galibiyetlerden rol çaldığı Üçüncü Lig’de benzeri bir hadise Karadeniz’de gerçekleşti. Lige istediği gibi başlayamayan ve sıkıntılı bir sürece giren Trabzon Kanuni; kendi sahasında ağırladığı ligin yeni takımlarından Silivrispor’a karşı, 82. dakikada oyuna giren Tolga Topal’ın doksanıncı dakikada bulduğu golle üç puanı cebine koydu.

Bayram | Kocaelispor 3 - 0 Yimpaş Yozgatspor

Belediye takımlarının, sponsor destekli köklü ve Üçüncü Lig'de tecrübelenmiş ekiplerin arasında bir güneş gibi parlıyor yeşil siyah Kocaelispor. Son iç saha maçında (Gümüşhanespor) pek beğenmemiştim, kaldı ki o maçta bence oyuncular da kendilerini beğenmemiştir. Ancak o maçtaki eksiklikler [kadro bazında] giderilmiş bir şekilde, A2 takviyeli bir Kocaelispor vardı sahada.

Yimpaş Yozgat ve Kocaelispor sahaya santra için dizildiğinde zannedersem çoğu taraftar aynı şeyi düşündü. Yozgat ekibinin kalıplı, iyi fizikli ve iri yarı haline bakıp; sahaya dizilmiş Kocaelisporlu çocuklara göz ucuyla, (belki de korkarak) baktı.

Zira deplasman ekibinin fiziği gerçekten çok iyiydi. Bilhassa 10 numarayı giyen Abdullah Özpınar, 52 numara Muhammed Kurt, defansta Cemal Işık iyi fizikli oyunculardı ancak maç başlayınca bu durumun tam tersi bir hadiseye denk geldik...


Kocaelispor, farklı bir defansla sahadaydı. A2'den getirilen oyuncuların kadroya direkt monte edilmesi ilgi çekici ve merak cezbedici bir durumdu. Bunun haricinde, Sercan Uslu'nun forvet arkasına konulması; Sefa Narin'in kanada çekilmesi de dikkat çekiyordu.

İlk yarıda rakibin gördüğü sürpriz kırmızı kart sonucu iki takım da yeniden bir oyun düzeni şekillendirmeye çalıştı ve ilk 45 dakika su gibi akıp gitti. İkinci yarıda ise oyunu Kocaelispor domine etti diyebiliriz rahatlıkla.

Henüz 52. dakikada, bence sol bekte değil; kanatta oynaması gereken Ebubekir Şentürk'ün ileri çıkıp yaptığı ortada 1.60 boydaki Emre Akgün'ün kafa vuruşu yeşil siyahlıları 1-0 öne geçiriyordu... Sonrasında Yozgat'ın silkinerek atak geliştirme çabaları ya defanstan ya da gerçekten harika bir maç çıkaran Rıza Altıntaş'tan dönüyordu...

80. dakikada, maç boyunca çok koşup çok mücadele etmiş olan Doğan Karakuş'un ceza alanı içinde müsait pozisyondaki Yolcu Mansız'a (bir diğer A2 ürünü) çıkarttığı pasında Yolcu'nun vuruşunda kaleciden seken topu Sefa Narin ağlara göndererek takım oyununun anlamını vurguluyordu.

Maçın son saniyelerinde ise oyuna sonradan giren ve bir önceki maçta Çorum Belediyespor'a da golü olan Aykut Öngel uzun pasta topla buluştu, topu sürerek ceza alanı içine girdi ve kalecinin solundan topu ağlara göndererek skoru ilan etti.

Kocaelispor'da düzelme var. Hem kadro, hem oyun bazında... Eski, sudan çıkmış balığa dönmüş gibi sahada haybeye enerji harcayan on bir çocuk yok artık. Oturaklı, ne istediğini bilen ve onu elde etmeye gücü de yeten; peş peşe on pas yapabilen, oyunu kontrol altına alabilen ve rakibe çalım atacak; bacak arası top yollayacak; sağa atıp soldan geçecek kadar kendisine güvenen çocuklar var... Sanıyorum İzmit İsmetpaşa Stadyumu'nda Yozgat maçı bir dönüm maçı oldu...


Yozgat'ın bu maçtaki mağlubiyetini sadece Ersen'in kırmızı kartına bağlamamız Kocaelispor'un oyununa hakaret olacaktır. Yozgat'ın yenilgisinin ana sebebi B Planı Eksikliği'ydi. Kırmızı kart gördüler ve oyunu adeta rakibe teslim ettiler.

Skor 2-0 olana dek bir nebze oyuna tutunmaya çalışan, eksik oynadığının farkında olup fazla açılmadan oynamaya gayret eden bir takım vardı sahada ancak ikinci gol de geldikten sonra Abdullah Özpınar hariç sahada ayakta durma direnci olan oyuncu kalmamıştı. Hele hele maç 0-0'ken aslan kesilen defans hattının mecali bile yoktu yürümeye. Kaleci Koray Tetik vasatı aşamadı, zaten kendisi Kırıkkale'deyken de ligin en çok gol yiyen üçüncü kalecisiydi...

Hakem Hasan Avcı ve yan hakemler zorlu geçebilecek bir maçı kolaylaştırdılar. Net kararlar alıp bunları uygulamada çekince duymayan genç hakemler; şahsen bu sene izlediğim en iyi Üçüncü Lig hakem kadrosuydu. Bir pozisyonu anlatmam bunda yeterli olacaktır diye umuyorum: Maç yanılmıyorsam 1-0'ken sağ taraftaki yan hakem bir atakta ofsayt bayrağı kaldırdı; birkaç saniye sonra topu inatla sürmeye çalışan Yimpaş Yozgatlı sporcuyu Kocaeli defansından birisi (Bartu olabilir) pozisyon icabı yere düşürdü ve penaltı kararı verildi. Ancak ev sahibi takımın itirazları neticesinde Hasan Avcı verdiği penaltı kararını değiştirerek ofsayta hükmetti... (Doğru anladıysam tabii)





*Kocaelispor'un ilk golü


* Net olmamakla beraber, ikinci golü


* İkinci gol sevinci


* Üçüncü gol


* Son golün sevinci




23 Ekim 2012 Salı

Alt Ligler Artık soL'da!


Bugünden itibaren 2. ve 3. Lig'e dair panorama ve haberlerle soL Gazetesi'nde olacağım.

Bugün çıkan panoramamda ise haftasonunda oynanan 2. ve 3. Lig maçlarına bir bakış attım. Yarın oynanacak olan 3. Lig maçlarının panoramasını da sanıyorum ki cuma günü yayınlayacağız.

-Haftanın Maçı : BERGAMA BELEDİYESPOR-SİİRTSPOR

Sezona beklenenin aksine vasat performanslarla giren iki ekibin gol düellosuna dönen mücadelesinde gülen taraf deplasman takımı oldu. Toplam yedi golün atıldığı maçta önce 2-0 ev sahibi Ege ekibi öne geçti, ikinci devre dört gol birden bulan Siirtspor’a karşı uzatma dakikalarında attığı gol Bergama’ya yetmezken sadece skoru belirledi.

-Haftanın Takımı : KOCAELİSPOR

Üçüncü Lig’e düştüklerinde çoğu otorite tarafından ‘paraşütsüz düşüş’le itham edilen yeşil siyahlı takım; transfer yasağına, -3 puanla lige başlamaya ve yönetim-taraftar uyumsuzluklarına rağmen ilk yedi haftada sekiz puan toplamayı başarırken ikinci galibiyetini de bu hafta Çorum Belediyespor deplasmanında net bir skorla alıp rahatladı.

-Haftanın Teknik Direktörü : ONAT ÇETİN (Sakaryaspor)

Sezona Murat Bölükbaşı’nın teknik patronluğuyla giren Sakaryaspor, galibiyetle tanışamayan teknik direktörün istifa etmesinin akabinde de yönetimin istifasıyla sarsılmış; takımın başına da antrenör Onat Çetin getirilmişti. Onat Çetin yönetimindeki ikinci haftada İstanbul Güngörenspor’u 2-1 mağlup eden Sakaryaspor’da canlanma emareleri görülmeye başlandı.

-Haftanın Oyuncusu : TEKİN ADAR (Gümüşhanespor)

Geçtiğimiz sezon Gümüşhanespor sükseli bir seri yakalayıp play off’a kalırken aslan payı attığı yedi gol ve onu aşkın asistle Tekin Adar’daydı. Sezona sakat giren Tekin, geçtiğimiz hafta Kocaelispor karşısında bir asist yaparak kıpırdanmışken bu hafta da Arsinspor karşısında attığı iki golle 3-2’lik galibiyetin mimarı oldu.

-Satırbaşları               
                        
Bir Devir Sona Ererken…

Zaman zaman devlet erkanının el atmasıyla tartışmalara konu olan, fırtınalar yaratan; son dönemdeki imajıyla adeta devletin ve spor dünyasının üzerinde bir kambur teşkil ettiği hissettirilmeye çalışılan Diyarbakırspor gerekli ederi toplayamadığı için İstanbul’da oynanması planlanan Maltepespor maçına gidemedi, haliyle maça da çıkamadı ve hükmen mağlup oldu. Geçtiğimiz sezon İkinci Lig’de son hafta maçlarıyla küme düşen Diyarbakırspor’un kan kaybı böylece zirveye ulaştı ve Bölgesel Amatör Lig için resmi manada geri sayıma başlandı.

Madalyonun Öbür Yüzü

Bir diğer Diyarbakır ekibi Diyarbakır BŞB ise, Diyarbakırspor’un tam tersi bir tablo çiziyor. 2012-2013 Sezonu’nda oynadığı 9 resmi maçtan da (ikisi Türkiye Kupası, yedisi lig) galip ayrılmayı başaran doğu ekibi halen liglerimizin en çok kazanan takımı konumunda.

Ali Işık’tan “duble gol” Serisi

İlk altı maçta Siirtspor ve Tekirova Belediyespor karşısında attığı ikişer golle sarı siyahlı İstanbulspor’a hayat öpücüğü veren Ali Işık bu hafta da işbaşındaydı. İstanbulspor kendi sahasında oynadığı maçta 1-0 geri düşmüşken 2. devrede birisi penaltıdan olmak üzere attığı iki golle takımını öne geçiren Ali’nin çabaları boşa gitmedi; “İstanbulls” 3-2 kazanmayı başardı.

İkinci Lig’de Beraberlik Haftası

Oynanan toplam 16 maçın dördü Beyaz Grup’tan, beşi ise Kırmızı Grup’tan olmak üzere dokuzu berabere biterken; bu maçların dördünde hiç gol sesi bile çıkmadı, yedisinde ev sahibi takım öne geçmesine rağmen üstünlüğü koruyamadı. İstisna yaratan kulüpler ise Nazilli Belediyespor karşısında öne geçmesine rağmen 2-2’lik beraberlikle yetinen Hatayspor ve yükselişe geçmek için uğraşan Balıkesirspor karşısında üstünlüğünü koruyamayan grup lideri Kızılcahamamspor oldu.

Çekiç Vakası

0-0 biten Eyüpspor-Altay maçına Serhat Akın’ın çekici damga vurdu. Maç sonrasında çıkan bir arbedenin ortasında elindeki çekiçle Eren Aydın’ın babasına ve bazı Eyüpsporlu futbolcuların kafasına vuran Serhat, son olarak da çekicini Ali Cansun’a fırlatırken ilginç ve tehlikeli bir olayın öznesi oluverdi.

Taraftar Terörü | Küçükçekmece 3 - 1 Beykoz 1908

Rakibinizle geçmişten kalan bir husumetiniz olabilir. Rakibinizin taraftarına kontenjan koyup, taraflı tarafsız herkesin tepkisini çekebilirsiniz. Sahaya çıkan rakip futbolcuyu germek için hakaret de bir yere kadar makul görülebilir. (Hele hele BAL ve SAL gibi kontrolden çok uzak liglerimizde futbolcular da hakarete duacıdır sanıyorum) Amma ve lakin haftasonunda Küçükçekmece'de oynanan maçın izahı yoktur diye düşünüyorum.

Maçtan bir saat önce ilçe meydanında, yarım saat önce ve maç başladığında da tribünlerde rakibinize söveceksiniz; rakip için hazırladığınız küfürlü pankartı polis son anda el koymasa neredeyse tribüne asacaksınız; rakip taraftar bilet gişesine geldiğinde başına kiremit yağdıracaksınız; polislerden birini hastanelik edeceksiniz; sonra kendi kaptanınız bile "Böyle yapacaksanız hiçbir maça gelmeyin!" dediğinde kendi futbolcunuza bile taş atacaksınız! Bunun adı taraftarlık olmaz.

Kaldı ki, tribünden tüm taraftarlar çıkartıldığında yönetici veya futbolcu yakını sıfatıyla tribünde kalan bazı kişilerin de Beykoz'un tribündeki futbolcularına sözlü tacizleri ve fiziki saldırıya ramak kalan girişimleri de şık değildi...

Böyle davranan adamlar, dünyanın her yerinde maçın önüne geçmeyi başarır!

Küçükçekmece, diri bir takım. Oyunun sürekli duraksaması onların da işine gelmedi. Keza, ikinci golü bulduktan hemen sonra olayların artması ve hakemin iki takımı soyunma odasına çekerek tribünleri boşalttırmasının ardından oyuna adapte olmakta zorluk yaşadılar. Buna rağmen hele hele 9 kişi de kalmalarıyla birlikte daha da dirençli bir görüntüye kavuştular...

Beykoz 1908 ise nedense ideal kadrosundan uzak bir kadroyla verdiği mücadelede sınıfı geçemedi. Üstüne üstlük takımın ateşleyici gücü Murat Saim'i de kırmızı kartla kaybettiler. Bursa Merinosspor maçında işler daha da zor olacak.

Küçükçekmecespor, kalede Mehmet; defansta Erdi, Hakan, Şuayip ve Barış dörtlüsüyle orta sahada Serbay, Yıldırım, Fırat ve Mustafa ile; hücumda ise Recep ile mücadele ederken Beykoz 1908 ise kalede Okan; defansta Emrullah, Sinan, Berat ve Gökhan dörtlüsüne binaen orta sahada Emin, Serkan Beg, Kubilay ve Aziz Abaramak ile; bu oyuncuların da ilerisinde Can Keskin ve en ileri hatta Murat Saim ile mücadele veriyordu.

Ev sahibi takımla alakalı ilk dikkat çekici şey forma numaralarıydı. Zira BAL'daki çoğu takımın 1-11 dizilişiyle sahaya çıktığı varsayılırsa, kırmızı beyazlı ekibin sırt numaraları adeta Türkiye haritasından fırlamış gibiydi. (67, 77, 61, 41 gibi numaralar dikkat çekiyordu) Küçükçekmecespor, oyunun da sık sık durmasından mütevellit beklediğim kadar tempolu oynayamadı. Golleri 18. dakikada Yıldırım Yılmaz'ın yaklaşık 15 metreden yaptığı şık vuruşla; 25. dakikada kaleciyle karşı karşıya kalan Seyit Ali Akgül'ün filelere yolladığı plaseyle ve 90. dakikada oyuna sonradan giren (66. dakikada) Murat Tan'ın arka direğe yapılan ortada kaleci Okan'ın müdahalesine rağmen filelere giden vuruşuyla buldular...

Gollerin yanı sıra kırmızı beyaz formalı ekip, oyunun büyük kısmında topa hakim değildi ancak top kendilerindeyken oyunu riske atmadan oynamayı başardılar. Beykoz 1908'in yapamadığı da tam olarak buydu. Misal, son dakikada yenilen golde defansın belkemiği Berat Sabırlı'nın taca atıp takımı rahatlatabileceği pozisyonda riske girmesiyle kaptırılan top, yapılan orta ile ağlara gitmiş oldu... Geçtiğimiz sezon Zeytinburnu forması giyen, Zonguldakspor maçında izleyip beğendiğim Serbay Aydın ise sahada varolmaya çalıştı, ancak tam randımanlı olmadığını tahmin ettim. Zira daha yaratıcı paslar atabilecekken rakip defansın arasında sık sık kayboldu...

Bunun haricinde Beykoz 1908 sürpriz iki golle geri düşmüşken ve maç yaklaşık 20 dakika duraksamışken fırsatını değerlendiremedi ve farkı bire indirdiği maçta bir türlü finali getiremedi. Dahası, teknik direktör Sabahattin Ömür'ün yaptığı değişikliklerden sadece Deniz Satılmış'ı oyuna alması "skandal" olarak nitelendirilebilir. Diğer değişiklikler olumlu neticelendi ancak Deniz Satılmış'ın sahada durduğu her an rakibe +1 olarak döndü diyebiliriz. Zira, Murat Saim'in ikinci sarıdan kırmızı kart gördüğü pozisyonda da hakemin kendisine bağırdığını düşündüğü için kart gösterdiği; ancak kaptanın takım arkadaşı Deniz'e bağırdığı da rivayet ediliyor...

Maçın başından itibaren rakibi oyunuyla taciz eden Murat Saim, istediği sonuca 44. dakikada ulaştı ve ilk yarının skorunu belirledi. Ceza alanı içinde bir anda buluştuğu topu üst filelere dikerken beşinci maçta beşinci golünü atarak kendisine güvenenleri bir kez daha mahcup etmedi.


Hakem İsa Yaldız'la yazıyı bitirelim. Birbirinden şenlikli kararlara imza atan hakem, pozisyonların da lüzumundan fazla içinde olduğu için sık sık ataklarda veya paslaşmalarda top kendisine çarparak yön değiştirdi. Bunun yanı sıra ikinci sarıdan üç kez kırmızı kartına başvurdu ancak bu kartların hepsi hatalıydı. Bunun da haricinde takdir kararlarında sık sık hata yapan İstanbul bölgesi hakemi, futbolcuların bağrışmalarıyla kolayca yönlendirilen bir görünüm içindeydi. Böyle genç hakemlerin daha cesur olmasını bekliyoruz, nafile...









ilk gol sevinci.




ikinci gol sevinci.









son gol.