Geçtiğimiz aylarda oynanan ve Emrespor'un 1-0 kazanıp Üçüncü Lig'e yükseldiği Emrespor-Muğlaspor play off finalinin yankıları hala sürüyor. Maç öncesi alınan numuneler vesilesiyle Emrespor kaptanı Serdar Öztan'da doping çıkmış ve bu oyuncu 2 yıl futboldan men cezası almıştı. Üstelik takımın masörüne de dört yıllık hak mahrumiyeti cezası layık görülmüştü.
Ancak geçtiğimiz gün yapılan tahkim kurulu açıklamaları işi farklı bir boyuta taşıdı: Serdar Öztan'ın men cezasını kaldıran tahkim, masörün cezasını da altı aya indirdi.
Akla ilk takılan soru; ortada bir doping yoksa (yok ki futbolcunun cezası iniyor) masör niye tamamen affedilmiyor? Masör futbolcudan habersizce bu dopingi kullandırttıysa neden lisansı askıya alınmıyor da neredeyse tamamen affedilmiş gibi bir muamele çekiliyor?
Clenbuterol maddesi nedeniyle ceza almış olan Serdar Öztan'ın cezasının tek kalemde kaldırılması daha çok su kaldıracağa benziyor.
Zira AFDK talimatlarına göre bir takıma dopingli oyuncu yüzünde yaptırım yapılamadığı halde; birden çok oyuncusunun dopingli çıkması durumunda hükmen mağlubiyete kadar giden sonuçları oluyor. Bu durumda kaptanı dopingli çıkan bir takımın diğer oyuncularına neden test uygulanmadığı sorusu da tarihteki yerini aldı.
Bir de teknik direktör penceresi var...
Final maçından hemen sonra takımdan ayrılan teknik direktör Sait Taş ve masör İlker Yuvauç'un geçtiğimiz sezon Manavgat Evrenseki'yi, bir önceki sezonda da Tekirova Belediyespor'u şampiyon yaptıkları ortaya çıktı. Hal böyleyken bu kulüplerin amatör ligden nasıl yükseldiği de soru işareti durumuna geldi...
Burada şöyle bir durum var. Her suç 'kasten' işlenecek diye bir şey yok hukukta. Acemi bir doktorun yanlış tedavi sonucu ölüme sebebiyet vermesi gibi ya da ne bileyim avukatın bir dilekçeyi vermeyi unutması sonucu müvekkilinin ceza alması gibi... Doktorun ya da avukatın suç işleme kasdının olmaması onları ceza almaktan kurtarmaz. Mahkeme üzerine düşen özen yükümlülüğünü gereğince yerine getirip getirmediğine bakar; cevap olumsuzsa 'görevi ihmal' suçu oluşur. (kasıtla değil ihmalle)
YanıtlaSilOlaya baktığımızda şunu görüyoruz; AFDK doping var diye cezayı yapıştırmış, Tahkim Kurulu ise kasıtlı yapıldığına ikna olmamış. Futbolcu Serdar Öztan'a "Tamam sende kasıt yok ve senin kullandığın maddenin doping içerdiğini bilmeni bekleyemem." demiş; masöre ise "Sende de kasıt yok ama senin bunu bir masör olarak bilmen lazım. O yüzden sana ceza veriyorum" demiş. Yani Tahkim Kurulu "Doping yok" değil, "var ama kasıt yok" demiş. Peki doğru mu demiş? Raporlar, tutanaklar, savunmalar elimin altında olmadığından bir şey diyemiyorum.
Bu olaydan hareketle diğer şampiyonlukların da şaibeli hale geldiği yorumunu ise fazla acımasız, tehlikeli buluyorum. Dediğim gibi dosyayı iyice bir incelemek lazım.
WADA nın tekrar eden tebliğlerinde sporcu kullandığı maddeden doping kuralları gereği sorumludurdemektedir.Olayda bahsi geçen kimyasal maddeyi kullanmaları nedeniyle dünyada değişik spor dallarında çok ünlü pek çok sporcu ağır cezalar almıştır...
YanıtlaSilBu olaydaki antrenör-masör- futbolcu son 5 yıldır aynı takımlarda çalışmış amatör takımları profesyonel liglere çıkarmışlardır.Sonrasında ne hikmetse böyle bir ekip profesyonel takımlarda hiçbir başarı sağlayamamışlardır..( Sanırım profesyonel liglerdeki doping kontrolleri başarılarını etkilemektedir.!!!)
Zaten olayla ilgili maç hakemlerin yönetimi ve oynanma biçimi açısındanda tam bir fiyasko olarak tarihe not edilmiştir.
Tüm bu olaylar özetle türkiyedeki futbol organizasyonunu ve bu organizasyonun rezilliğini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Op.Dr.Mehmetali Demirbaş