Yerel seçimler yaklaştıkça, futbolun siyasete nüfuz ettiği
tablolar daha sık karşımıza çıkıyor. Geçmiş yıllarda makam odasında Mersin
İdman Yurdu’na iki futbolcunun transferini açıklayan Kürşat Tüzmen,
Eskişehirspor sezon açılışına Sergen’i getirip tüm stada kendisini alkışlatan
Kemal Unakıtan gibi bakanları görmüştük. Son dönemde, geçtiğimiz sezonun
Birinci Lig play off finali için başbakanın “Adanasporlu kardeşlerimiz kusura
bakmayacaklar artık…” demecine müteakip Adanaspor’un hakemin tartışmalı
kararlarıyla finalde Kasımpaşaspor’a elendiği de vakidir.
Seçimler yerel seçim olunca, bakanlardansa belediye
başkanlarına odaklanılmalı zannımca. Misal Avcılar Belediye Başkanı’na ve onun
İBB ile olan kavgasına… Avcılar, malumunuz, CHP’nin büyükşehirdeki ender
kalelerinden.
Geçtiğimiz sezon semtin takımı Avcılarspor, Süper Amatör’de
şampiyon olarak Bölgesel Amatör Lig’e yükseldi. Grupta kalması için iki
İstanbul takımını sıralamada altında tutması gerekirken küme düşme potasında
ligi tamamladığı için yükseldiği sezonda gerisin geri küme düştü. (Bu sezon
grubunu dördüncü bitirip yükselme şansını kıl payı kaçırdıklarını belirtmekte
fayda var.)
Velhasıl-ı kelam, uzaktan bakınca amaçsız bir takımın küme
düşmesi olarak değerlendirilebilecek bu düşüş; kulübün gelir-gider tablosunu
inceleyince kendisini yalanlıyor. Kulübe Süper Amatör’de şampiyonluk fırsatı
tanıyan yegane gelir, maçlarını oynadığı Turgut Özal Stadyumu’nun (Sahi, adına
stat dikilmemiş bir siyasi var mı?) çevresindeki dükkanların kira bedeli ve
stadyumdaki reklam panoları… Peki İBB ne yapıyor? Bütün bu gelirlerin kulübe
akmasını engelliyor, reklam panolarına kendi reklamlarını yapıştırıyor ve
gidiyor. Kulüpte de haliyle sıfır transfer, sıfır başarı.
İşin daha kötü boyutu şu: Avcılar’da Avcılarspor için
yapılmış olimpiyat ayarında bir stadyum var. İki yıla yakın süredir bomboş
bekliyor. Bu lüks stadı belediye başkanı Beşiktaş’a teklif etti, sanırsam kabul
görmedi. Süper Lig ayarında, sözün özü. Peki niye “sahibine” verilmiyor
dersiniz? Avcılar’ın ortasındaki Turgut Özal Stadı’nın arazisini İBB’ye
kaptırmamak için!
Tam bir “kör dövüşü”! Arada kalan; takımın küme düştüğü
garantilenmesine rağmen onlarca kilometre uzaktaki deplasmana Edirne’ye giden,
amatör liglerin en çok maça etki ettiği bu liglerin takipçilerince onanmış
taraftar grubu oluyor. Filler dövüşünce çimen ezilirmiş misali; “Avcılar
Gençlik” isimli taraftar grubu bu kavganın tam ortasında, kalbinde,
kalıveriyor!
Taraftar grubu Avcılar Gençlik, haliyle tepkili. Grubun
sözcülerinden birisi “Bizim tek siyasetimiz futbol, belediye kimin olursa olsun
fark etmez…” diyor ve gelecek seçimlerde toplu olarak, takıma yatırım yapmayı
vaat eden AKP’li adaya oy vereceklerini imâ ediyor.
Söz uçar, yazı kalır. Yarın farklı bir rüzgar eser ve
Avcılar gene CHP’nin kalır; belli olmaz! Kalıcı olan ve silinmeyen şey, o
olimpiyat stadı ayarındaki stadın karşısındaki yazı. Üstünden üç kat boyayla
geçmişler, gene çıkmamış. Altında “Avcılar Gençlik” imzası var. Ne mi diyor?
“Tesis değil, altyapı istiyoruz.”
Zaten ülke futbolunun başlıca isteği de bu olmamalı mı?
Alper Kaya | Sol Gazetesi - 21.05.2013